Mehmet Emin Ay ile "Bir Gün Buradan Soracaklar" yeni bölümüyle kaldığı yerden devam ediyor. Mehmet Emin Ay bu bölümde Kadir Gecesinden ve Kadir Gecesinin faziletinin neler olduğundan bahsediyor. Mehmet Emin Ay bu bölümde başlıca şunları anlattı; Kıymetli doslarım, bugün sizlerle bir müstesna gecenin idrakindeyiz hamdolsun. Rabbimiz Teala Kur'an-ı Kerim'inde bin aydan daha hayırlı olarak nitelendirdiği ve İslam dünyasında Asr-ı Saadet'ten günümüze gelinceye kadar İslam alimlerinin bu gece olduğu ümidini paylaştıkları bir geceyi elhamdülillah, Kadir Gecesini ihya etmenin çabası içindeyiz... Kadir Gecesinin fazileti nelerdir? Kadir Gecesinde ne olmuştur da bu Kadir Gecesinin kadr-u kıymeti bin aydan daha üstün olarak nitelendirilmiş? Bir insanın ömür dediğimiz şu zaman sürecinde 83 yıllık ömrüne, hayatına bedel olacak nitelikte bir gece... Kıymetli dostlarım, "Kadr" kelimesi dilimize de Kadir olarak yansıyan kadir, kıymet olarak telaffuz ettiğimiz değer anlamına gelmektedir fakat sıradan bir değer değil üstün bir değer. Şanı da diyebiliriz, şerefi de diyebiliriz kısacası bu gecenin kadr-u kıymeti Rabbimiz katında çok farklı bir derecede... Devamı videoda... Ramazan güzeldir, Beraber güzelleşelim...
Mehmet Emin Ay ile "Bir Gün Buradan Soracaklar" yeni bölümüyle kaldığı yerden devam ediyor. Mehmet Emin Ay bu bölümde "Sıla-i Rahim'i ve Akrabalık Hukuku'nu" anlatıyor. Mehmet Emin Ay bu bölümde başlıca şunları anlattı; Kıymetli dostlarım, "Bir Gün Buradan Soracaklar" programımızda bu gün sizlere Sıla-i Rahim'den ve akrabalık hukukundan söz etmek istiyorum çünkü zaman zaman insanlar akrabalarından kötülük gördüğünü, onlarla iletişim problemlerinin olduğunu, onlarla irtibatı kesmenin kendisi için kaçınılmaz olduğunu ifade ederek bu hususta bizlerden bilgi istemekte, yanlış yapmama hususunda bilgilenmek arzusunda olmaktalar... Evet, bir gün bizden akrabalık hukukunuda soracak mevlamız. Mahşer gününde o sorgunun hesabını güzel bir şekilde verebilmek adına dinimizin bize telkin ettiği akrabalık hukukunu bilmekle de, gereğini yerine getirmekle de mükellefiz... Aziz dostlarım, Sıla-i Rahim denilen kavram İslam'ın insanlara Kur'an vasıtasıyla öğrettiği bir kavramdır. Sıla-i Rahim en özlü ifadesiyle akraba ile bağı devam ettirmek demektir. Aynı zamanda akraba ile ilgiyi kesmemek manasınada gelmektedir. Dolayısıyla Sıla-i Rahim içinde akrabalık hakkını ve hukukunu gözetme namına özel bir ihtimam göstermek demektir... Devamı videoda... Ramazan güzeldir, Beraber Güzelleşelim...
Mehmet Emin Ay ile "Bir Gün Buradan Soracaklar" yeni bölümüyle kaldığı yerden devam ediyor. Mehmet Emin Ay bu bölümde "Müminin hayatında itikafın yeri ve önemi nedir?" sorusunu ele alıyor. Mehmet Emin Ay bu bölümde başlıca şunları anlattı; Aziz dostlarım, 'Bir Gün Buradan Soracaklar' programımızın bu gün yeni bir konusuyla beraberiz. İtikaf ne demek? Müminin hayatında itikafın yeri ve önemi nedir? sorusunu zaman zaman sevgili kardeşlerimiz bizlere yöneltiyorlar... İtikaf kelime itibariyle bir kimsenin dünyaya ait hemen her şeyi ardında bırakarak Rabbine yöneldiği bir zaman dilimini yaşamasıdır. Ve bu zaman diliminde gönül dünyasına bir yolculuğa çıkmasıdır adeta. İtikaf yapan kimseye Mutekif denilir ve Akif kelimesi de aynı manaya gelmektedir yani kendisini Allah'a vermeye, Allah'ın rızasına ulaşmaya, ibadete adamış olan kimseye verilen isim... Aslında itikaf kadim bir kulluk geleneği çünkü Kur'an-ı Kerim'e baktığımız zaman Hz. İbrahim'den beri bu ibadetin varlığını görüyoruz. Yüce Rabbimiz Hz. İbrahim'e böyle bir vazife yüklediği gibi bu itikaf günlerinin kendisini Rabbine adayarak onu zikrettiği, onu tesbih ettiği, onun kendisine verdiği kelimelerle onu andığı bir süreçten sonra Rabbimizin kendisini insanlara önder kılmak suretiyle müjdelediği bir zaman dilimi... Devamı videoda... Ramazan güzeldir, Beraber güzelleşelim...
Mehmet Emin Ay ile "Bir Gün Buradan Soracaklar" yeni bölümüyle kaldığı yerden devam ediyor. Mehmet Emin Ay bu bölümde "Zekat malı arttırır mı?" sorusunu ele alıyor. Mehmet Emin Ay bu bölümde başlıca şunları anlattı; Aziz dostlarım, 'Bir Gün Buradan Soracaklar' programımızın bugün 'Zekat malı arttırır mı?' sorusuna cevap vereceğimiz yeni bir halkasındayız. Evet, Zekat malı arttırır çünkü zaten Zekat kelimesi artmak, çoğalmak, arıtmak, bollaşmak gibi manalara geliyor Arapça'da ve bazı kelimeler vardır Kur'an-ı Kerim onlara yeni anlamlar yüklemiştir... Salat kelimesi Arapça'da dua etmek manasına da gelir fakat Kur'an-ı Kerim, Kur'an'ca salat bildiğimiz namaz demektir. Zekat'da bu kelimelerden biridir. Özünde artmak, çoğalmak, bollaşmak gibi manalar yahut arınmak, arıtmak, temizlemek gibi anlamlarda bulunmuş olmasıyla birlikte Zekat'a Kur'an-ı Kerim'de hep namazla birlikte zikredilmek suretiyle bildiğimiz bir insanın sahip olduğu maldan Allah'ın kendisine lutfettiği bu imkanın bir şükran ifadesi olarak belli bir miktarını yoksullara, ihtiyaç sahibi olanlara tahsis etmesi ve vermesidir... Tevbe Suresi'nin 103. Ayetinde yüce Rabbimiz Peygamberimize hitaben şöyle buyurmaktadır; 'Ey Resulüm! Müminlerin mallardan alıp kabul etmek suretiyle onların temizlenmesine, arınmasına vesile ol.' Bunu istiyor yüce Rabbimiz... Peki alınan bu mal bizim sahip olduğumuz maldan, servetten bir eksiltme meydana getirmez mi diye aklımıza bir soru gelebilir?... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
Mehmet Emin Ay ile "Bir Gün Buradan Soracaklar" yeni bölümüyle kaldığı yerden devam ediyor. Mehmet Emin Ay bu bölümde "eşlerin birbirlerine karşı görevlerini" ele alıyor. Mehmet Emin Ay bu bölümde başlıca şunları anlattı; Kıymetli dostlarım, 'Bir Gün Buradan Soracaklar' programımızın bu bölümünde eşlerin birbirlerine karşı görevlerini ele almaya çalışacağız... Nikah, Allah'ın bir emri bu yönüyle bir güzel ibadet fakat aynı zamanda hukuki bir sözleşme ve yüce Rabbimiz bu sözleşmeyi ağır bir söz verme olarak nitelendiriyor Kur'an-ı Kerim'inde. Çünkü öylesine bir sözleşme ki kadın ve erkek, iki ayrı insan bazen farklı mahallelerden bir şehirde, bazen farklı şehirlerden bir ülkede, bazen de dünya ölçeğinde kıtalar ötesinden bir eş, Rabbimizin yazdığı kader-i ilahinin tecellisi ile bir birine eş olan Allah'ın adıyla birbirine söz veren, bu dünyanın hayat olarak nitelendirdiğimiz bu doğumdan ölüme kadar sürecinde insana hayatının bir döneminde sonra yol arkadaşlığı eden bir eş dolayısıyla büyük bir sözleşme, önemli bir söz verme ve ahitleşme... Nikah'ın bu iki yönlü özelliğini unutmamak gerekiyor ve dinimizde nikaha son derece önem veriliyor. Eşlerin birbirlerine karşı vazifelerini yerine getirmek suretiyle bu sözün, bu sözleşmenin gereği isteniyor her birinden... Devamı videoda... Ramazan güzeldir, Beraber güzelleşelim...
Mehmet Emin Ay ile " Bir Gün Buradan Soracaklar " yeni bölümüyle kaldığı yerden devam ediyor. Mehmet Emin Ay bu bölümde " Hocam namazı aradan çıkarsak da şu işimize baksak " sorusunun ne kadar yanlış olduğunu anlattı. Mehmet Emin Ay bu bölümde başlıca şunları anlattı; " Bir Gün Buradan Soracaklar " programımızda bu gün, bize zaman zaman sorulan 'hocam namazı aradan çıkarsak da şu işimize baksak' sorusunun ne kadar yanlış olduğunu ortaya koymaya çalışalım. Kıymetli dostlarım, gerçekten de programa adını veren " Bir Gün Buradan Soracaklar " sorusunun tam da yaşanacağı gündür mahşer günü ve insanın ibadetlerinden ilki namaz konusunda olacak. İnsanın soruya muhatap olacağı ibadetlerin ilki namaz olacak... Namaz müminin hayatında aradan çıkarılacak bir şey değildir aksine baş tacı edilmesi gereken bir ibadettir ve şu Ramazan günlerinde bazen iftar ettikten hemen sonra namaz kılmak suretiyle ardından yemeğe geçilmekte bazen de iftarlar edildikten sonra akşam namazları kılınmaktadır... Peygamber Efendimiz (s.a.v) yemek ile namaz bir araya geldiğinde önce yemeğin yenmesini sonra namazın kılınmasını istemiştir. Son derece dikkat çekici bir durum bu. Efendimiz'in (s.a.v) gözümün nuru dediği namazı acaba yemekten sonraya bırakmasının ne hikmeti olabilir diye düşündüğümüzde islam alimlerinin, islam büyüklerinin şöyle söylemlendirebileceğimiz çok güzel bir görüşü ortaya çıkıyor... Devamı videoda... Ramazan güzeldir, Beraber güzelleşelim...
Mehmet Emin Ay ile "Bir Gün Buradan Soracaklar" yeni bölümüyle kaldığı yerden devam ediyor. Mehmet Emin Ay bu bölümde "Çocuklarımıza oruç ibadetini nasıl öğretmeliyiz?" soru başlığını açıkladı. Mehmet Emin Ay bu bölümde başlıca şunları anlattı; Bu gün sizlerle, çocuklarımıza oruç ibadetini nasıl öğretmeliyiz? konusunu ele almaya çalışalım. İnsanoğlunun karakterinin üç de ikilik bölümü iki ila altı yaşlarında oluşur der uzmanlar. Bu dönem ailede geçirilen dönemdir ve bu dönem aslında ibadetle mükellef olunmayan bir dönemdir fakat öylesine önemlidir ki siz vermiş olduğunuz eğitim ve öğretimle çocuğunuzun kişiliğinin oluşmasına çok önemli katkılarda sağlayabilirsiniz, bu dönemi boş geçirmek suretiyle onu bu katkıdan mahrum da edebilirsiniz... Din eğitimi için de aynı şey söz konusudur. O halde bizim iki ila altı yaşları arasındaki bu dönemi çok iyi bir şekilde değerlendirmek ve özellikle ibadetlerin öğretimine dair bir takım çabalar içinde bulunmalıyız. Oruç, özelliği olan bir ibadet, bedenimizle alakalı bir ibadet. Beden gelişimi açısından olsun, diğer bakımlardan olsun orucun insan için önemli bir yer teşkil ettiği, bir müminin hayatında çok değerli bir ibadet olarak var olduğu hepimizin bildiği bir gerçek. Peki bu ibadeti çocuklarımıza nasıl anlatalım, nasıl öğretelim?... Öncelikle konunun iki yönünün olduğunu sizlerle paylaşmak isterim. Bunlardan birisi öğretim, öbürü tatbikat safası, uygulama safası. Biz nedense anne babalar olarak bu tatbikat safasında çocuklarımıza özen gösterir, oruçlarını tutmalarını, bizimle beraber sahura kalkmalarını, bizlerle birlikte iftar sofralarında bulunmalarını önemseriz, güzel bir şey fakat bundan önde gelen, öncelememiz gereken husus çocuklara oruç ibadeti ile ilgili bir takım bilgileri aktarmak, bir takım kavramlar hakkında onları bilgilendirmektir... Devamı videoda... Ramazan güzeldir, Beraber güzelleşelim...
Mehmet Emin Ay ile "Bir Gün Buradan Soracaklar" ilk bölümüyle yayında. Mehmet Emin Ay ilk bölümde "Oruç tutmasam olur mu?" soru başlığını açıkladı. "Bir Gün Buradan Soracaklar" Ramazan ayı boyunca her hafta sonu saat 15:33'te MyMecra'da. Mehmet Emin Ay ilk bölümde başlıca şunları anlattı; Oruç tutmasam olur mu? sorusuna zaman zaman muhatap oluyoruz ve verdiğimiz cevap; Allah bir mümine, daha önceki toplumlara da farz kıldığı gibi orucu farz kıldığını bildiriyor ancak yine mümin kullarına bir takım kronik hastalıklar sebebiyle, aynı şekilde organların yetmezliği sebebiyle oluşan rahatsızlıklar nedeniyle yahut ağır yolculuk şartları sebebiyle oruç tutulamayabileceğini, sonradan kaza edilebileceğini Bakara Suresi'nin 183. ve 184. ayetlerinde bildiriyor... Meseleyi bu şekilde değerlendiren islam alimleri buna dair geniş bilgileri ilmihallerimizde vermişlerdir ancak biz konuya farklı bir açıdan bakalım ve orucun bizim hayatımızda tutmuş olduğu yere ve orucun bizim hayatımızdaki o son derece önemli yerine, mevkine bakarak değerlendirmeye çalışalım. O zaman oruç tutma yönünde bizim insiyatif kullandığımızı ve orucu isteyerek, arzu ederek tutacağımızı göreceğiz... Kur'an-ı Kerim bizlere geçmiş toplulukların da bu ibadetle mükellef kılındığını biraz önce ifade etmiştim, ayet-i kerimede bu şekilde bildiriyor ve bize de, biz müminlere de oruç size de farz kılındı ifadesiyle aynen Kur'an-ı Kerim'de sayılı zamanlarda, vakitleri belirlenmiş olarak sizin için namaz ibadeti yazıldığı ifade edildiği gibi orucun da biz müminlere yazılmış olduğunu bildiriyor yüce Rabbimiz yani bu hususta mevlamızın emri bir mümin için baş üstüne diyeceğimiz kesinliktedir lakin yine Kur'an-ı Kerim'in orucun insanlara Allah'ın dilemiş olduğu bir zorluk değil aslında onu çok güzel mertebelere ulaştıracak bir büyük vesile olduğunu da anlıyoruz... Devamı videoda... Ramazan güzeldir, Beraber güzelleşelim...