MyMecra
Beraber Yürüyelim / Bizi Takip Edin

Dinle Neyden | Ömer Tuğrul İnançer

12 Video Bulunuyor

İhlas, edep, sıdk, muhabbet her birimizin sahip olmak istediği güzel hasletlerdir. Yaşadığımız çağın hengamesinde bunlardan uzağa düştük. Bu güzelliklerin ne olduğunu bilmediğimiz için bunlara nasıl sahip olacağımızı da bilemiyoruz. Ömer Tuğrul İnançer bu programda tasavvufun bu güzel terimleri üzerinden bizi iyiye, güzele ve doğruya davet ediyor.

  • Hoşça Kalın Demem Hoş Kalın! - B58 - Dinle Neyden | Ömer Tuğrul İnançer

    Hoşça Kalın Demem Hoş Kalın! - B58 - Dinle Neyden | Ömer Tuğrul İnançer

    Ömer Tuğrul İnançer Dinle Neyden'in son bölümünde Serdar Tuncer ile birlikte sizlere Novi Pazar'dan sesleniyor. Dinle Neyden'in son bölümünde başlıca şunlar konuşuldu: Serdar Tuncer: Efendim merhabalar. Dinle Neyden'de sizleri yine Rumeli'den, pek güzel bir diyardan, pek safalı bir mekandan selamlıyoruz. Novi Pazar'dayız. Biz yine genelde, ekseriyetle Anadolu insanı Bosna Hersek'i bilir, Makedonya'yı, Arnavutluk'u, Kosova'yı nispeten bilir fakat Novi Pazar oralardan çok ayrısı, gayrısı olmayan yalnız bizim pek bilmediğimiz bir diyardır. Fakir ilk defa geldim ama defaatle gelen bir ev sahibimiz var. Safalı mekan derken kastım da Novi Pazar'a hakim bir tepenin üstünde manasına da uygun bir şekilde Halveti Tekkesi'nin hemen önündeyiz... Efendim hoş geldiniz, safa getirdiniz. Ömer Tuğrul İnançer: Teşekkür ederim, siz de hoş geldiniz. Serdar Tuncer: Eyvallah. Buralar olunca tabi biz hoş gelmiş oluyoruz her türlü... Ömer Tuğrul İnançer: Buralara benim sıkça gelmem benim Rumelili olduğum zannına sebep oluyor ama bir yeri sevmek için oralı olmak şart değildir. Maddi bağlantılara kendimizi bu kadar hapsetmeye lüzum yok. Gönül bağları hem daha hürdür hem daha geniştir. Kainat bile gönüle sığmaz daha doğrusu gönül kainatı bile kapsar. Dolayısıyla benim buraya gelişim sevdiğimden, buralı olduğumdan, sıla-i rahim yaptığımdan falan değil. Buraları sevmek demek tabi her şeyin başı insan, buranın insanını çok sevmem demek. Burada hiç yabancılık hissetmiyorum... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Âşinalıktan AŞK Doğar - B57 - Dinle Neyden | Ömer Tuğrul İnançer

    Âşinalıktan AŞK Doğar - B57 - Dinle Neyden | Ömer Tuğrul İnançer

    Ömer Tuğrul İnançer Dinle Neyden'in bu bölümünde Serdar Tuncer ile birlikte sizlere Bosna'dan sesleniyor. Dinle Neyden'in bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Serdar Tuncer: Efendim merhabalar. Bazı diyarlar var orası mesafe olarak ne kadar yurdunuza uzak olsada aslında kalbinize kalbiniz kadar yakındır. Yani ben Türk'üm diyen bir insan için şu an içinde bulunduğumuz mekan diyelim ki İstanbul'da yaşıyor olsun, Üsküdar'dan daha uzaksa onun Türklük şuurunda bir problem var demektir. Saraybosna'dayız, Baş Çarşı'dayız ve Dinle Neyden'i Evlad-ı Fatihan diyarından selamlayarak başlatıyoruz. Efendim hoş geldiniz. Ömer Tuğrul İnançer: Teşekkür ederim. Hoş geldik, hoşa geldik her zamanki gibi... Serdar Tuncer: Çok güzel değil mi burada olmak?... Ömer Tuğrul İnançer: Çok güzel, çok da sıkça Allah imkan verdiği müddetçe gelme imkanına kavuşuyoruz, ihsan buyuruyor. Hakikaten çok güzel. Hatıralar canlanıyor, tarih canlanıyor, şuur kazanılıyor... Serdar Tuncer: Şuur nasıl kazanılır efendim? Ömer Tuğrul İnançer: Aşinalık ve bilgi üzerine inşa edilir şuur. Bilgi de hadiselere ve kişilere, mekanlara aşinalık kazanmak için elde edilir. Bu aşinalıktan da (aradaki durakları söylemeden en uç noktasını söyleyeyim) aşk doğar... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • "Ben" Geldi mi İman Gider - B56 - Dinle Neyden | Ömer Tuğrul İnançer

    "Ben" Geldi mi İman Gider - B56 - Dinle Neyden | Ömer Tuğrul İnançer

    Ömer Tuğrul İnançer Dinle Neyden'in bu bölümünde Serdar Tuncer ile birlikte sizlere Bağdat'tan sesleniyor. Dinle Neyden'in bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Serdar Tuncer: Efendim merhabalar. Hoş geldiniz, safalar getirdiniz Dinle Neyden'e... İmam-ı Azam Abu Hanefi Hazretlerinin merkad-i şerifinin hemen eşiğine oturduk ve Bağdat'tan mezhep imamımızın kabr-i şerifinden, huzurunda selamlıyoruz sizi... Efendim siz de hoş geldiniz. Ömer Tuğrul İnançer: Eyvallah. Hoşa geldik elhamdülillah. Serdar Tuncer: Böyle kokusundan tutun da içerideki nispete kadar hakikaten hoşa geldik. Ömer Tuğrul İnançer: Lisana sığmayan bir hoşluktur... Rabbimizin bizi şükründen aciz bırakmamasını niyaz ederiz, hep arzu edenlerine de nasip etmesini niyaz ederiz... Serdar Tuncer: İmam-ı Azam Efendimiz deyince söze nereden başlamak lazım efendim?... Ömer Tuğrul İnançer: Sen söze başlarken zaten genel kabulu ifade ettin Serdar'cım; Mezhep imamımız... Öyle bir özelliği var ki hazreti imamın... Başka mezhep imamları var ve zaten ahalimizin zannettiği gibi İmam Şafi, İmam Hanbel, İmam Malik'ten ibaret de değil. İttihat sahibi imamları sayarsak 500'ü geçer fakat Ebu Hanefi Hazretlerinin kimseye benzemeyen özelliği şu; Fıkhı kanalize etmesi, fıkhi düşüncenin içtihadi mesele halletmenin usulünü kurması. Frenkçe söyleyince ilmi oluyormuş hadi öyle söyleyelim; Kodifike etmesi. İslam fıkhını kodifike eden zat... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Tarikatların 4 Direği Vardır - B55 - Dinle Neyden | Ömer Tuğrul İnançer

    Tarikatların 4 Direği Vardır - B55 - Dinle Neyden | Ömer Tuğrul İnançer

    Ömer Tuğrul İnançer Dinle Neyden'in bu bölümünde Serdar Tuncer ile birlikte sizlere Bağdat'tan sesleniyor. Dinle Neyden'in bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Serdar Tuncer: Böyle bir akşamda böyle bir mekanda olmak çok güzel değil mi? Ömer Tuğrul İnançer: Elhamdülillah. Allah bu nimetin de kadrini bilip şükrünü eda etmeye muvaffak etsin. yani Hz. Abdülkadir'in avlusunda... Lisan yetmez... Serdar Tuncer: Ne kadar olmuştu ilk geldiğinize? Ömer Tuğrul İnançer: İlk 1974. İkincisi 1984 işte harpler filan dönemi. Allah göstermesin. Serdar Tuncer: 2050 gibi bir daha gelelim ama inşallah :) Ömer Tuğrul İnançer: Olmayacak duaya amin demek pek adet olmasa da yine dua duadır. Amin :) Serdar Tuncer: Böyle cıvıl cıvıl aileler, çocuklar, yaz günü ve hazret hale çekiyor. Bu saatte bu insanları kim getiriyor ki? Mermerden başka şey yok zahiren... Ömer Tuğrul İnançer: Hazretin muhabbetinin sirayeti. Çünkü muhabbet hep söylüyoruz su gibidir. Aşağıdan yukarı çıkmaz, yukarıdan aşağıya akar. O bizi sevmezse biz onu sevemeyiz. Bütün bu çoluk cocuk şuurlu şuursuz hepsi muhabbetten geliyorlar. Başka böyle temiz, elverişli yer yok mu koca Bağdat'ta... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Türk Diyarlarının Piri: Hoca Ahmet Yesevi - B54 - Dinle Neyden | Ömer Tuğrul İnançer

    Türk Diyarlarının Piri: Hoca Ahmet Yesevi - B54 - Dinle Neyden | Ömer Tuğrul İnançer

    Ömer Tuğrul İnançer Dinle Neyden'in bu bölümünde Serdar Tuncer ile birlikte sizlere Kazakistan'dan sesleniyor. Dinle Neyden'in bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Serdar Tuncer: Efendim merhabalar. Şerefü'l mekan bil mekin... Ne güzel bir ifadedir. Mekana şeref veren, o mekanda bulunan zat sebebiyledir. Gönül, mekanların en güzeli belki de bu sebepten çünkü orada Allah var en azından öyle olması icap ediyor. Kazakistan'dayız. Pir-i Türkistan'ın huzurundayız, bütün bir Türkistan'a şeref veren zatın huzurundayız: Ahmed Yesevi efendimiz... Ömer Tuğrul İnançer: Önemli bir yere geldik, kaç defa gelsek hepsinde ayrı bir lezzet var çünkü ne sen, ne ben, ne bi' başkası dünki sen, ben ve başkası değiliz. Dolayısıyla daha önce de bu şerefe nail olmuştuk elhamdülillah, şuna dikkat çekmek istedim: bu şehirin orijinal ismi Yesi fakat buraya Türkistan ismi yeni verildi. Pir-i Türkistan deyince bu şehirin diye algılama yanlışlığına düşülebiliyor aslında türklerin meskun olduğu veya tesir icra ettiği bütün bir türk diyarının piridir. Türkistan deyince bu şehirle sınırlı kalmamalıyız çünkü hazretin Fas'a kadar tesiri var, öylesine müessir bir zat. Bu tesirin oluşumunda yaşadığı hata tarzı önemli. Türkçe'yi çok iyi kullanan bir zat-ı şerif, şiir tarafı çok kuvvetli ve divançeler, divanlar bizim tasavvuf büyüklerimizin hep var, sair kitapları var, Hazret-i Mevlana'nın Divan-ı Kebir'i var ama Divan-ı Hikmet adı verilen bir divan yok. Sözlerinin hepsi bir hikmet ve tesiri çok onun için Pir-i Türkistan yoksa Türkistan şehirinin değil bütün Türklerin piri... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Bilginin Kaynağı Sevgidir - B53 - Dinle Neyden | Ömer Tuğrul İnançer

    Bilginin Kaynağı Sevgidir - B53 - Dinle Neyden | Ömer Tuğrul İnançer

    Ömer Tuğrul İnançer Dinle Neyden'in bu bölümünde Serdar Tuncer ile birlikte sizlere Azerbaycan'dan, Bakü'den sesleniyor. Dinle Neyden'in bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; "Zahid bize tan eyleme Hakk ismin okur dilimiz Sakın efsane söyleme Hazrete varır yolumuz ... Halvetî yolun güderiz Çekilip Hakk’a gideriz Gazay-ı ekber ederiz İmam Ali’dir ulumuz ... Her kim bu tarike girdi Hasanı Basri'ye erdi Her seher okunur virdi Seyyit Yahya'dır pirimiz" Serdar Tuncer: Efendim, Bakü'deyiz. Ve içeri şehirde Şirvan Şahlar Sarayı'nın hemen önünde Seyyit Yahya Efendimizi ziyaret etmeden az önce bu güzel nutk-u şerif ile sizleri selamlıyoruz. Dinle Neyden'e hoş geldiniz, safalar getirdiniz. Bir eve varınca sahibine selam vermek usulden, erkandandır efendim... Ömer Tuğrul İnançer: Ve insana rahatlık verir... Ve ziyaret için bile olsa o kimseye ve o şehire aidiyet kazandırır, hemşeri olunuverir bu kadarcık bir Fatiha ile... Serdar Tuncer: Bakü bize ait ama içeri girersek bizde zannediyorum Bakü'ye ait olacağız... Ömer Tuğrul İnançer: İnşallah, inşallah... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Muradını Unutan Bizden Değildir - B52 - Dinle Neyden | Ömer Tuğrul İnançer

    Muradını Unutan Bizden Değildir - B52 - Dinle Neyden | Ömer Tuğrul İnançer

    Ömer Tuğrul İnançer Dinle Neyden'in bu bölümünde Serdar Tuncer ile birlikte sizlere Kosova'dan sesleniyor. Dinle Neyden'in bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Serdar Tuncer: Ney, neyi söyler? Dinlemeyi bilene, içindeki şeyi söyler. Yeterki insan kulak sahibi olsun hatta kulakta yetmez bazen gönül sahibi olsun. Güzel bir mekandayız, safalı bir mekandayız, bizi mahzun eden ama bir yandan da buralarda bir muradımız olduğunu, hala olduğunu, hep olmaya devam edeceğini ihtar eden bir mekandayız; Kosova'da, Meşhed-i Hüdavendigar'dayız. Oradan selamlıyoruz sizi... Efendim hoş geldiniz. Ömer Tuğrul İnançer: Teşekkür ederim. Hoşa geldik. Ne güzel ifade ettin... Hem sürurlu hem hüzünlü bir hal... Buna da eyvallah diye diye gönlümüzü, kafamızı, arzularımızı fukaralaştırmayalım. Elbette eyvallah, elbette elhamdülillah ama rıza göstermek hareketsiz kalmamıza sebep oluyor. Sabrın adı hiçbir şey yapmadan beklemek oluyor halbuki bütün esbaba tevessül edip yani herhangi bir neticenin elde edilmesi için lazım olan bütün sebepleri bir araya getirip sonra sebepler bir araya geldi mutlaka netice çıkacak demeyip sahibinden beklemeye sabır denir. Hiçbir şey yapmadan beklemeye sabır denmez. Keza buna da eyvallah diye diye kendimizi fukaralığa... Fukara deyince herkes cep ve cüzdan fukaralığı zannediyor, gönül fukaralığına düşmeyelim... Peki toprak mı feth edelim? diyen veya düşünen az beyinliler çıkacaktır... Hayır... Serdar Tuncer: Kuşları sevdiğinizi mi anlamalıyım bu cümleden? Ömer Tuğrul İnançer: Tabi, kuş hürdür, hududu yoktur. :) Yani buraların devlet hududu dışında olması, gönül hududu dışında olmayı gerektirmez. Çünkü... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Türkiye İslam Dünyasının Ağabeyidir - B51 - Dinle Neyden | Ömer Tuğrul İnançer

    Türkiye İslam Dünyasının Ağabeyidir - B51 - Dinle Neyden | Ömer Tuğrul İnançer

    Ömer Tuğrul İnançer Dinle Neyden'in bu bölümünde Serdar Tuncer ile birlikte sizlere Üsküp şehrinden sesleniyor. Dinle Neyden'in bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; "Bu aşk bir bahr-i ummandır Buna hadd-ü kenar olmaz Delilim sırr-ı Kur'andır Bunu bilende ar olmaz" Serdar Tuncer: Efendim hoş geldiniz, safalar getirdiniz. Dinle Neyden'de bu program size Üsküp'ten sesleniyoruz. Biraz serince bir havada ev sahibimizi bekliyoruz. Kıymetli hocam teşrif ettiklerinde Dinle Neyden başlayacak inşallah. Bi' bardak çay da içimizi ısıtır diye düşünüyoruz burada... Çaylar da geldi. Çay tiryakiyle beraber geliyor, gelişinizle çay geldi... :) Ömer Tuğrul İnançer: Aman estağfurullah, teşekkür ederim. :) Serdar Tuncer: Biraz serince bir hava... İnşallah sizi üşütmeyiz efendim. Ömer Tuğrul İnançer: Yok. Gönlümüz sıcak olunca beden zaten çok üşümez. Serdar Tuncer: Buralarda gönül sıcak oluyor ister istemez dimi? Ömer Tuğrul İnançer: Şimdi bak, bu çarşı... Ben Bursa'da büyüdüm. Kapalı Çarşı'nın devamı vardır ama kapalı olmayan onun da adı uzun çarşı. Bu çarşı biz Türklerin adeta ortak bir alanı. Burada Üsküp'te bu devam ediyor, malum Saraybosna'da Başçarşı tabir edilen en mutena yerdir. Kosova'da çok büyük bir çarşı varmış şimdi boş duruyor. Neden? Bu göçler Kosova'nın nüfusunu ve civardan gelen köylerin nüfusunu azaltmış. Köylüler hep şehirlere, kasabalara gelmişler. Bütün dünyada bu var ama bu çarşının hükmi şahsiyeti çok önemli. Bursa'da Kapalı Çarşı yangını olduğu zaman ben ilkokuldaydım. Ahmet Cevdet Paşa'nın, Bursa'daki büyük zelzele, Sultan Abdülaziz Han zamanında Ulu Camii'nin kubbelerinin indiği zelzelede... Bu zelzelede Osmanlı'nın dibacesi yıkıldı diyor. Bursa'da da çok ciddi bir çarşı terbiyesi vardı... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Türk Zaptetmez, Fetheder! - B50 - Dinle Neyden | Ömer Tuğrul İnançer

    Türk Zaptetmez, Fetheder! - B50 - Dinle Neyden | Ömer Tuğrul İnançer

    Ömer Tuğrul İnançer Dinle Neyden'in bu bölümünde Serdar Tuncer ile birlikte sizlere Prizren şehrinden sesleniyor. Dinle Neyden'in bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Serdar Tuncer: Efendim, bir şehir içinden ırmak aktığı vakit şiir gibi bir şey oluyor. Bir şehir içinde maziden izler taşıdığı vakit bir şiirin bestelenip icra edildiği güzel bir musiki endamına bürünüyor. Ve bir şehir aradan geçen asırlara rağmen hala kendisini muhafaza ettiği vakit dilden dile dolaşan çok güzel bir şarkının ezgileri haline geliveriyor. Hangisini kabul ederseniz... İşte öyle bir şehirdeyiz, işte öyle bir diyardayız. Yeni dönemin ilk Dinle Neyden'ini Prizren'de, Kosova'mızda çekiyoruz ve buradan sizlere merhaba diyoruz. Efendim hoş geldiniz, hoşa geldiniz, safalar getirdiniz, safa verdiniz... Ömer Tuğrul İnançer: Bir de böyle konsolosluğumuzda dalgalanan bayrağın dibinde olunca dilden dileden gönülden gönülede intikal ediyor. Nasıl bir efsunkar hal var ki o AYYILDIZ'da insanın sesini titretiyor, gözünü buğulandırıyor. Neymiş şu AYYILDIZ ya! Ve AYYILDIZ'ın hangisi birbirini muhafaza ediyor (yumurta mı tavuk, tavuk mu yumurta)... Ve ecdad yadigarı Sultan Süleyman Han'dan biraz sonra ama Sultan I. Ahmet Han zamanından kalma bir cami: Sinan Paşa... Bir Arnavut delikanlısı... İstanbul'a geliyor... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Dünyaya Geldik Gitmek İçin - B49 - Dinle Neyden | Ömer Tuğrul İnançer

    Dünyaya Geldik Gitmek İçin - B49 - Dinle Neyden | Ömer Tuğrul İnançer

    Ömer Tuğrul İnançer Dinle Neyden'in bu bölümünde Serdar Tuncer'in sorularını cevaplıyor. Dinle Neyden'in bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Serdar Tuncer: Efendim merhabalar. Hoş geldiniz, safalar getirdiniz. Bir Dinle Neyden programında kıymetli hocamla, Ömer Tuğrul İnançer Bey hocamla birlikteyiz ve mevcut yayın döneminin son Dinle Neyden'i için huzurlarınızdayız. Yeni yayın döneminde inşallah biraz daha farklı bir formda, daha farklı bir içerikle, daha farklı diyarlardan Dinle Neyden ile sizlere sesleneceğiz. Efendim, evinize hoş geldiniz, safa getirdiniz, şeref verdiniz. Ömer Tuğrul İnançer: Eyvallah. Safaya geldik, estağfurullah. Serdar Tuncer: 1 yıl boyunca Allah razı olsun vakit ayırdınız, lütfettiniz... Ömer Tuğrul İnançer: Estağfurullah. Sizi davete layık buldunuz biz onun için teşekkür ederiz... Serdar Tuncer: Estağfurullah. İstifade ettik, güzel sohbetler oldu ama geride kalan bir yıl boyunca konuştuklarımızı bi Hülasa edecek olursak... Biz bu programı niçin yapmıştık, nelere konuştuk, istediğimiz ne kadar oldu, eksik kalan bir şey var mı?... Neler söylemek istersiniz? Ömer Tuğrul İnançer: Mutlaka eksik kalan bir şey vardır da o eksiği tespit etmek için özel oturup çalışmak lazım. Mükemmeliyet Hakk'a aittir. Beşerde mükemmeliyet olmaz. Beşeri ölçüler içinde mukayese edilerek daha mükemmele yakınlık temin edilebilir ama bizim gayemiz neydi? Bi takım cazibe unsurları, çekicilikler bularak insanların dikkatini çekmek... Şimdi, Mesnevi-i Şerif ve Hz. Mevlana özellikle Aralık ayındaki ve artık diğer zamanlarda da yapılan merasimlerle (bu merasime devlet ricalininde iştirakiyle) bir gündem teşkil eder hale geldi ve bi cazibe noktası oldu... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Kemalat Teferruattan Doğar - B48 - Dinle Neyden | Ömer Tuğrul İnançer

    Kemalat Teferruattan Doğar - B48 - Dinle Neyden | Ömer Tuğrul İnançer

    Ömer Tuğrul İnançer Dinle Neyden'in bu bölümünde Serdar Tuncer'in sorularını cevaplıyor. Dinle Neyden'in bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Serdar Tuncer: Efendim merhabalar. Dinle Neyden başlıyor... İki bölümdür takip edenler hep sormak istediğim halde bir türlü sormaya sıra gelemeyen bir sorum olduğunu biliyorlardır. Hemen hoşgeldin der demez bu defa o soruyu soracağım. Efendim hoşgeldiniz. Ömer Tuğrul İnançer: Hoşbulduk, sual ne? :) Serdar Tuncer: Hemen arz edeyim :) Selam bahsinden, nasılsından gelmek istediğim yer hep şurasıydı... "Kemalat teferruattan doğar" diye bir güzel hikmet var. İnsan için de böyle, devlet için de böyle, medeniyet için de böyle... Ne demek efendim kemalatın teferruattan doğması? Ömer Tuğrul İnançer: Biz, dört duvar, bir zemin ve bir çatıda oturabiliriz, zarureti böyle karşılayabiliriz yani barınma zaruretini... İhtiyacın karşılanması ise teferruat ile olur. İnsanın ihtiyacı bitmez. Bu hususta en önemli kaidelerden biri de şudur, bi çok kaidesi var da; para arttıkça ihtiyaç artar yani maddi imkan yükseldikçe ihtiyaçlar çoğalır onun için ihtiyaçla zarureti ayıracağız. Arz ettiğim gibi barınmak çok önemli. Soğuğu var, sıcağı var, yağmuru var... Dört duvar hatta İstanbul surlarında çok görürüz duvarın biri eski sur, üç duvar, bi zemin, bi çatı tamam. Peki, içinde oturulacak halı da koyabilirsin, kilim de koyabilirsin, keçe de koyabilirsin o zemin. Renklerini? Namütenahi... Sandalye, alçak hasır sandalye koyabilirsin, gaz tenekesini ikiye böler üstüne gazete kağıdı koyar üstüne oturabilirsin, doğru dürüst bir koltuğa oturabilirsin... Bitmiyor. Duvarını şöyle boyarsın, şöyle bi eşya asarsın, biblo koyarsın, sehpa koyarsın filan... Bütün bunların hepsi yani zaruretin üstündeki ihtiyaçların giderilmesinde... Ahenk gözetilmeli midir, gözetilmemeli midir? Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Bir İnsanın Büyük Olduğu Nasıl Anlaşılır? - B47 - Dinle Neyden | Ömer Tuğrul İnançer

    Bir İnsanın Büyük Olduğu Nasıl Anlaşılır? - B47 - Dinle Neyden | Ömer Tuğrul İnançer

    Ömer Tuğrul İnançer Dinle Neyden'in bu bölümünde Serdar Tuncer'in sorularını cevaplıyor. Dinle Neyden'in bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Serdar Tuncer: Efendim merhabalar. Bir önceki programı seyredenler hatırlayacaklar ki efendim afiyette misiniz? peşinden bi sual soracaktım onu diyemeden program bitti. Acaba bi önceki programda ne konuştular diyenler bu bittikten sonra bi önceki programada bi bakıversinler. Soracağım şeye gelirsek şuydu... Önce hoş geldiniz diyeyim sonrasında efendim bu nasılsın bahsi bugün birini görüyoruz nasıl olduğunu merak etmesekte nasılsın diye soruyoruz, o da iyi olmasa bile iyiyim diyor halbuki Kudema herkese nasılsın demezmiş derdini çözebileceğini nasılsın diye sorarmış bi de küçük büyüğe nasılsın diye soramazmış edeben, afiyette misiniz diye sorarmış... Ömer Tuğrul İnançer: Selam da öyledir. Bugün küçük büyüğe selam veriyor askerlikten alışkanlık olarak belki de halbuki selamı büyük küçüğe verir hakikatte çünkü büyüğün ahvali göründüğü gibi değildir. Bir zikir meclisinde Hz. Abdülkadir Efendimiz de hazirundan ama halkaya dahil değil misafir gelmiş, kaynamış öyle zuhurat olur... Hazret gayet vakur oturuyor, herkes kaynamış. Oradan münasebetsizin biri size hiç tesir etmedi mi efendi amca? Tanımıyor herhalde... Böyle duruyorsunuz? Ayetle cevap vermiş Hazreti Abdülkadir; "Siz dağları yerinde durur görürsünüz, onlar hep hareket halindedir." Cevap bu kadar. Onun için büyüklerin içinde bulunduğu hali bilemeyiz. Zikirde midir, tefekkürde midir, tatilde midir? Tatilini de bozma ya! Selam verirsen almak mecburiyetinde olduğu için kendi meclisi bozulur, bu meclisleri de bilmiyoruz hiç... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...