MyMecra
Beraber Yürüyelim / Bizi Takip Edin

Medeniyet Ufku | Sadettin Ökten

12 Video Bulunuyor

Medeniyet Ufku programıyla, Doğu ve Batı medeniyetinin akışını, bugüne gelişini ve bu gelişin nereden olduğunu ve nereye gittiğini birtakım sorular üzerinden hülasa ediyoruz. Serdar Tuncer soruyor, Prof. Dr. Sadeddin Ökten anlatıyor.

  • Batı Medeniyetinin Kodları - Sadettin Ökten | Medeniyet Ufku

    Batı Medeniyetinin Kodları - Sadettin Ökten | Medeniyet Ufku

    Medeniyet Ufku programıyla, Doğu ve Batı medeniyetinin akışını, bugüne gelişini ve bu gelişin nereden olduğunu ve nereye gittiğini birtakım sorular üzerinden hülasa ediyoruz. Serdar Tuncer soruyor, Prof. Dr. Sadeddin Ökten anlatıyor. Medeniyet Ufku'nun bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu: Serdar Tuncer: Efendim hoş geldiniz. Yine kamera kayıt demeden önceki sohbetten mülhem bir ifadeyle başlayacağım. Sadi Baba ve sizlerin desturuyla. İnsanın haddini bilmesi ne kadar güzeldir? Çok şey bilir de insanoğlu, haddini bilmesi, galiba o çok şey bilmek kadar en az, mühim. Sadettin Ökten: Valla bize şöyle öğrettiler, yarı şaka yarı ciddi, İslam'ın şartı kaç? Beş. Ne onlar? Sayayım. Savm-ı salât, hac zekât, kelime-i şehadet. Ne kadar kolay değil mi? Savm, salât, hac, zekât. Eskiden böyle kafiyeli sözler söylerlerdi. Kolay ezberlensin diye. Kelime-i şehadet kafiyeye uymuyor, onu en sona bırakıyor. Savm, salât, hac, zekât, kelime-i şehadet. Peki altıncısı ne? Bir kavle göre edep, bir kavle göre haddini bilmek. Ama aynı şeyler. Ehli diller arasında aradım kıldım talep, her hüner makbul imiş, illa edep illa edep. İşte o da haddini bilmekten geçiyor. Serdar Tuncer: Bilgi olarak insan haddini bilmesi gerektiğini bilir ama had bilenlerle otura kalka. Sadettin Ökten: Öyle oluyor zaten o iş. Kitaptan had bilme öğrenilmiyor. Tek başınıza kaldığınız zaman da öğrenemezsiniz. Gerçi Cenâb-ı Rabbul Alemin'in insanı uyaran, ikaz eden çok tecellîyâtı var ama çocuk onu ne bilsin? Merhum Efendim buyururlardı ki, sen bakma adamın ak sakallı, ak saçlı olduğuna. Onun zihni ve kalbi hâlâ çocuk saflığındadır veya çocuk bönlüğündedir. Ona azıcık irfan aşısı yapmak lazım. O da kitaptan olmaz, buyurmuşlardır. Nasıl olur efendiciğim? Beraber yaşayarak olur. Onun için şeyh huzuru çok mühimdir. Kâmil insan huzuru. Şimdi şeyh dediğimiz zaman sekülerizme biraz soğuk kaçıyor bu tabir ama var, hala var. Bunlar vazifeli kullar. O insanda ki muhabbet cevherini ortaya çıkarmak için yollanmış kullar. Zaten öyle buyrulmuştur. Azizim öyle buyururlardı. Ben size bir şey yapmıyorum. Kalbinizde gizli olan, mahfuz olan muhabbet cevherini ortaya çıkarmaya çalışıyorum. Cevher sizde. Ben size bir şey veremem. Ancak yaptığım şey, o cevherin farkına varın, o tadı alın, sonra vazgeçemezsiniz buyururlardı. Devamı videomuzda. Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Bizde Temel İlke Tevhiddir - Sadettin Ökten | Medeniyet Ufku

    Bizde Temel İlke Tevhiddir - Sadettin Ökten | Medeniyet Ufku

    Medeniyet Ufku programıyla, Doğu ve Batı medeniyetinin akışını, bugüne gelişini ve bu gelişin nereden olduğunu ve nereye gittiğini birtakım sorular üzerinden hülasa ediyoruz. Serdar Tuncer soruyor, Prof. Dr. Sadeddin Ökten anlatıyor. Medeniyet Ufku'nun bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu: Serdar Tuncer: Efendim Salih Baba buyurmuş ki divanında, ''Aşıkların sözlerini alıp satan aşık mıdır? İçini görmez sarayın, vasfeder duvarını.'' Niye böyle bir programa Bu şiiri okuyarak başladın Serdar Tuncer. Program başlamadan evvel bir muhabbet vardı. Onun kaldığı yerden program başlasın diye. Bu ne demek efendim? Hoş geldiniz. Saadettin Ökten: Hoş bulduk. Serdar Tuncer: Çok şıksınız bu arada. Saadettin Ökten: Eyvallah sağ olun. O sizin güzel görüşünüz efendim yani. Dikkat ediyoruz biraz. İnsanların da gözlerini çok rahatsız etmemek lazım. Çok da göze batmamak lazım. İşte bir orta profilde seyahat ediyoruz. Bakalım böyle geçiyor zamanımız. Serdar Tuncer: İnsanlar da fakirinizi görünce kıyafetine baksınlar da size bakarken cemal görsünler, ne olur sanki. Sadettin Ökten: Eyvallah, itirazım yok da yine biz dikkat edelim insanlara saygı babında. Görsel tarafı da var ya bu işin, televizyon veya sosyal medyada, radyoda daha rahatız da buradan da dikkat etmek lazım insanlara saygısızlık olmasın diye. Serdar Tuncer: Peki Salih Baba ne diyor? Sadettin Ökten: Salih Baba diyor ki cekete bakma içine bak diyor. Serdar Tuncer: Eyvallah. Sadettin Ökten: Yani ceket üzerinden bir monografi yazma diyor. Sarayın içine bak, sen duvarını anlatıyorsun sarayın diyor. Ama öyle başlar iş. Çocuk da öyle başlar hâdiseye. Önce babanın ne getirdiğine bakar. Annenin ne pişirdiğine bakar. Onu nasıl söylediğine bakar. Sonra kavramı anlamaya çalışır, kalbine doğru inmeye çalışır babanın ve annenin, böyledir yani. Muallime de böyle bakar çocuk. Arkadaşına da böyle bakar. Kendi evladına da böyle bakar. İçe girmek biraz zordur yani. Ama insana o da nasip olmuştur, verilmiştir. Buna şimdi empati diyorlar. Devamı videomuzda. Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Modernitede Tanrıya Yer Yoktur - Sadettin Ökten | Medeniyet Ufku

    Modernitede Tanrıya Yer Yoktur - Sadettin Ökten | Medeniyet Ufku

    Medeniyet Ufku programıyla, Doğu ve Batı medeniyetinin akışını, bugüne gelişini ve bu gelişin nereden olduğunu ve nereye gittiğini birtakım sorular üzerinden hülasa ediyoruz. Serdar Tuncer soruyor, Prof. Dr. Sadeddin Ökten anlatıyor. Medeniyet Ufku'nun bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu: Serdar Tuncer: Efendim merhabalar Medeniyet Ufku'nun 12. Bölümüyle huzurlarınızdayız. Geride kalan programlar boyunca izleyenler, sürekli takip edenler hak verecekler fakire. Hayatımıza birtakım kavramlar girdi. Belki zaten vardı. Onların altı doldu. Ne manaya geldiğine dair bir tefekkür perspektifi oluştu. Her birimizde değer ilke, norm, vicdan, çelişkisizlik, tutarlılık, mutabakat gibi. Fakat bu değerler hayatın içine farklı sahalara nasıl ne şekilde yansıyor? Mimaride, sanatta, bilimde, muaşerette, eğitimde hayatın her sahasına yansıyor. Nasıl yansıdığını birkaç misal üzerinden konuşalım. Zihnimiz biraz daha netleşsin, berraklaşsın diye bugün birlikteyiz. Siz ekran başına hoş geldiniz, siz de ev sahiplerine hoş geldiniz denilmez. Şimdi size ne desem bilemedim safa getirdiniz iyi ki geldiniz. Saadettin Ökten: Safa bulduk efendim, safa bulduk, huzur bulduk, mutluluk bulduk maşallah. Bu güzel stüdyoda inşallah hayırlı şeyler söylemek nasip müyesser olsun hem bendenize hem zatî âlinize. Serdar Tuncer: Bazı insanlar mesela bir şey yaptığı vakit ona teşekkür ediyorsunuz ama zatî âliniz gibi bazı zatı şerifler var. Onların varlığı başlı başına teşekkür vesilesi. Yani varlığınız için teşekkür ederiz. Saadettin Ökten: Estağfirullah, biz zaten şükürle mükellefiz. Şükrediniz ki nimetimi arttırayım buyurulmuştur. Zaten şükür kalbe ait bir hadisedir, dil onu ifade eder sadece. Bakışlar, sima, şükrün ifadesini görürsünüz orada yani o da tabi şimdi bu biraz modernist söyleme ters ama o da bir nasiptir. Verilmezse şükredemezsiniz. Uzun bir hikâye konuşuruz daha inşallah. Devamı videomuzda. Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • İslam'da Bütün Kullara Yer Var Modernitede Yok - Sadettin Ökten | Medeniyet Ufku

    İslam'da Bütün Kullara Yer Var Modernitede Yok - Sadettin Ökten | Medeniyet Ufku

    Medeniyet Ufku programıyla, Doğu ve Batı medeniyetinin akışını, bugüne gelişini ve bu gelişin nereden olduğunu ve nereye gittiğini birtakım sorular üzerinden hülasa ediyoruz. Serdar Tuncer soruyor, Prof. Dr. Sadeddin Ökten anlatıyor. Medeniyet Ufku'nun bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu: Serdar Tuncer: Ne gördü Züleyha Yusuf yüzünde ki sergerdan oluptur aşk elinden diye devam eden çok güzel bir nutku şerif var. Başlangıcı şöyle, Gönül hayran olupdur aşk elinden, ciğer püryan olupdur aşk elinden. Ne diyor efendim bu ilahi bize? Sadeddin Ökten: Bizim maceramızı söylüyor. Gönülün yapması gereken işi söylüyor, gönül nereye bakmalı, kime müteveccih olmalı? Onu söylüyor. Aşk deyince insanlar bedensel dürtüyü anlamıyorlar ona eminim veya bu eminim bir dua cümlesi, aynı zamanda inşallah anlamıyorlardır. İkazdır, sakın ha öyle anlamayınız. Bedensel dürtü başka bir şey. O bedensel dürtü diğer canlılarda da var ama onlarda aşk yok. Aşk başka bir hadise. Aşk kalbe Allah'ın (c.c) büyük bir lütfu. Sevebilme yeteneği, sevmek demek feragat, fedakârlık etmek demektir. Öyle buyururlardı sevginin iş'arı fedakarlıkla olur. Ben seni seviyorum ile olmaz. Zor zamanlarda yanında bulunmakla olur. Halini paylaşmakla olur gibi... Böyle gidiyor hadise bütün var vermekle olur. Sevgi böyle bir hadise. Zaten malumunuz, kâinatın yaradılışını tasavvufi bir neşeyle ifade ettiğiniz zaman muhabbet diyoruz. Muhabbetten Muhammed (s.a.v) oldu hasıl, Muhammed'siz muhabbetten ne hasıl. Ne diyor? Yani ki malumunuz yine tasavvufi bir neşeye göre ilk yaratılan Nuri Muhammedi'dir. O nurdan diğer kâinat var oluyor. Uzun bir hikâye. Bunun da sebebi muhabbet. Cenab-ı Rabbül Aleminin Hazreti Peygamberimize (sallallahu aleyhi ve sellem) muhabbetidir. Biz nasıl bağlanacağız? Muhammed'siz muhabbetten de az zaten olmaz. Onsuz muhabbet olmaz. Gubâr-ı pâyine almam cihânı yâ Rasûlallah Değişmem mûyine heft âsumânı yâ Rasûlallah Duyunca makdem-i teşrîfin Âdem sulb-i pâkinden Değişdi habbeye bağ-ı cinânı Ya Resûlallah Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Her Gecenin Bir Sabahı Vardır - Sadettin Ökten | Medeniyet Ufku

    Her Gecenin Bir Sabahı Vardır - Sadettin Ökten | Medeniyet Ufku

    Medeniyet Ufku programıyla, Doğu ve Batı medeniyetinin akışını, bugüne gelişini ve bu gelişin nereden olduğunu ve nereye gittiğini birtakım sorular üzerinden hülasa ediyoruz. Serdar Tuncer soruyor, Prof. Dr. Sadeddin Ökten anlatıyor. Medeniyet Ufku'nun bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu: Serdar Tuncer: Efendim merhabalar. Evvelki bölümü seyredenler gelenekten bahsedip bir daha ki bölüm de çelişkisizlik ne demek ve niçin lazım? Medeniyet tasavvurunun nesi olur? Bu bahsi açacağımızı hatırlayacaklar. Mahsus böyle hatırlatıyorum. Program başında ki 15 bölümlük bir seri olarak düşündüğümüz Medeniyet Ufku programının şu an 10. bölümündeyiz ve ha bire birbiriyle irtibatlı temelini oluşturup, sonra duvarlarını sonra çatısını insicam için de yapam bir program derdin de olduğumuz için evvelkini seyretme size hatırlatmak için böyle söylüyorum. Evet, hoş geldiniz Siz de hoş geldiniz. Sadettin Ökten: Hoş bulduk efendim Serdar Tuncer: Ne güzel tebessüm ettiniz. Sadettin Ökten: Teşekkür ederim sağ olun. Serdar Tuncer: Izdırabı çok olanın tebessümü güzel olur diyorlar doğrumudur? Sededdin Ökten :Bilmem benim ızdırabım yok elhamdülilah Serdar Tuncer: Aşıkta keder neyler gam hakkı cihandır ama buraya da böyle durduk yere hemen gelinmiyor değil mi? Geleyim demekle Sadettin Ökten: Bilmem ki valla öyle töreler de ben nasış geldim buraya bilmiyorum derdi yani Sorar yabancı profesör sosyoloji, psikoloji adam okumuş. Hatmetmiş keskin zeka Oturuyor dizinin dibinde karşısında be de yanında oturuyorum. Sor diyor efendiye sen bugün nasıl geldin diye. Ben de sorardım efendim nasıl geldiniz? Ya bilmiyorum yani. O derdim iddiasınında o derdim adam inanmazdı ama ses çıkarmazdı. Bir bakışta hangi kitapları okudun diye sorardı ona. O da okuyorum ama derdi öyle bir şey söyleyemem derdi filan. Devamı Videomuzda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Her Devir "Ol" Emriyle Olur! - Sadettin Ökten | Medeniyet Ufku

    Her Devir "Ol" Emriyle Olur! - Sadettin Ökten | Medeniyet Ufku

    Medeniyet Ufku programıyla, Doğu ve Batı medeniyetinin akışını, bugüne gelişini ve bu gelişin nereden olduğunu ve nereye gittiğini birtakım sorular üzerinden hülasa ediyoruz. Serdar Tuncer soruyor, Prof. Dr. Sadeddin Ökten anlatıyor. Medeniyet Ufku'nun bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu: Serdar Tuncer: Efendim konuşma arasında sohbetlerde zaman zaman kullandığımız ve ne manaya geldiğini ya tam bilemediğimiz ya biri biriyle irtibatını tam manasıyla kurup neticeyi hülasa edemediğimiz birtakım kelimeler ve kavramlarımız var. Biz bu programda medeniyet ufku derken medeniyet tasavvuru ne manaya geliri konuştuk. Bu aslında tam da buraya denk düşen bir şeydi. Şimdi bununla çok irtibatlı yine altını nasıl dolduracağımızı bir hakkın bilemediğimiz bir başka kavramdan yola çıkacağız. Gelenek. Gelenek, medeniyet tasavvurunun nesi olur? Bugünkü program mevzu budur. Efendim hoş geldiniz. Sadettin Ökten: Merhaba efendim hoş bulduk. Serdar Tuncer: Ne kadar güzelsiniz bugün? Sadettin Ökten: Eyvallah teşekkür ederim. Sizin güzelliğiniz, sizin gözünüzdeki güzellik fakire yansıyor. Tekrar size geri dönüyor. Öyle kalbinizin güzelliği maşallah. Serdar Tuncer: Böyle bir şey var, değil mi efendim? Sadettin Ökten: Tabii tabii. Serdar Tuncer: Bakıyorsunuz mesela bazen herkes nakıs görüyor. Noksan eksik görüyor. Hâlbuki belki merceklerde problem var hani, görmekte değil. Sadettin Ökten: Kimseye bir şey söyleyemeyiz. Biz kendimize bakıyoruz. Kendimize bakıyoruz. Serdar Tuncer: Geçen gün bir yerde rast geldim efendim diyor ki, kendi dindarlığıyla meşgul olana Müslüman denir. Başkasının dindarlığıyla meşgul olana İslamcı denir. Sadettin Ökten: Evet, biz bu kavramları da çok kullanmıyoruz. İşte geldik, gidiyoruz bir şekilde. Bu kervana katıldık. Bize de sormadılar katılırken, giderken de sormayacaklar. İşte elimizden geldiğince bir istikamette tutturmaya çalışıyor, rotayı tutturmaya çalışıyoruz. Böyle gidiyoruz. Müslüman da güzel, İslamcı da güzel. Herkes kendisiyle meşgul olsa zaten iş bitiyor, o kadar çok meşguliyet var ki insanın kendisiyle uğraşması hususunda. O bitmez, bir türlü bitmez. Ben böyle küçükken ileri yaşımda anlayacağımı zannederdim. Yok o da anlaşılmıyor, böyle gidiyor yani. Allah (c.c) sırat-ı müstakimden ayırmasın. Devamı videomuzda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Modernite Kendini Sokan Akrep Gibidir - Sadettin Ökten | Medeniyet Ufku

    Modernite Kendini Sokan Akrep Gibidir - Sadettin Ökten | Medeniyet Ufku

    Medeniyet Ufku programıyla, Doğu ve Batı medeniyetinin akışını, bugüne gelişini ve bu gelişin nereden olduğunu ve nereye gittiğini birtakım sorular üzerinden hülasa ediyoruz. Serdar Tuncer soruyor, Prof. Dr. Sadeddin Ökten anlatıyor. Medeniyet Ufku'nun bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu: Serdar Tuncer: Çay kadehte dîde-efrûz olmalı Lebrîz ü lebreng ü lebsûz olmalı Çayı böyle tarif etmiş bir tasavvurun çocuklarıyız. Şimdi diyoruz ki baba iki çay yap birisi açık olsun. İrtifa kaybı diyorlar buna. Her tasavvurun içeceği bile tarifi kendine göre. Düşünün ki Medeniyet Ufku nerelere kadar taalluk ediyor. Hoş geldiniz, safalar getirdiniz efendim. Sadettin Ökten: Hoşbulduk efendim Serdar Tuncer: Güzel bir giriş yaptım galiba. Sadettin Ökten: Her zaman için böyle efendim, elhamdülillah, elhamdülillah. Serdar Tuncer: Himayeti azîzana iltica ile Sadettin Ökten: Aynen öyledir efendim, evet. Serdar Tuncer: Fethi Baba öyle dermiş malumunuz Himayeti azîzana iltica ile Sadettin Ökten: Rızayı Barî, Şefaat-i Resul, Himmet-i Ricâl. Bu üçlü çok mühim bizde. Rızayı Barî en başta. Allah'ın (c.c) rızası. Cenab-ı Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) şefaati. Peki ricalin de himmeti üzerimize sayebân olsun. Bir Emnam Teyze vardı bizim, Beyazıt'taki apartmanda. Komşumuz diyelim. Hizmet ehli bir hanım. Sonra Şehremini'de oturmaya başladı. O derdi ki himmeti hazır olsun Çivici Baba. Orada bir türbede bir hazret yatıyor, kim olduğu belli değil. Himmeti hazır olsun Çivici Baba her zaman öyle eski İstanbul hanımları himmeti hâzır olsun, inanırlar. Devamı videomuzda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Muhabbet Ediyorum O Halde Varım - Sadettin Ökten | Medeniyet Ufku

    Muhabbet Ediyorum O Halde Varım - Sadettin Ökten | Medeniyet Ufku

    Medeniyet Ufku programıyla, Doğu ve Batı medeniyetinin akışını, bugüne gelişini ve bu gelişin nereden olduğunu ve nereye gittiğini birtakım sorular üzerinden hülasa ediyoruz. Serdar Tuncer soruyor, Prof. Dr. Sadeddin Ökten anlatıyor. Medeniyet Ufku'nun bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu: Serdar Tuncer: Salih bu sözlerin yalan olamaz Her beşer sûretli insan olamaz Her bir kimse ehl-i irfan olamaz Kırk yerden yarılıp kıl olmayınca Salih Baba böyle diyor. Bizim Yunus'da Cânım erenler yolu İnceden ince imiş Süleyman'a yol kesen Şol bir karıncaymış diyor. Niye böyle açtın programı Serdar Bey? Böyle şeyler konuşuyorduk. Kamera kayıt demeden önce bunları konuşuyorduk. Onun için bununla açtım. -Efendim hoşgeldiniz. Sadettin Ökten: Hoşbulduk, hoşbulduk. Çalışmadığımız yerden sual etmeyin dedim size. Orayı daha okumadık diyor çocuk, evladım doktora yapıyorsun okumadık var mı ya? Serdar Tuncer: Eyvallah. İnsan ne yapar da kırk yerden yarılıp kıl olur. Nasıl olacak bu? Sadettin Ökten: O 'ben' var ya 'ben' her şeyin başı o. O 'ben' kırk yerden yarılıp kıl olmadıkça 'ben' iflâh olmuyor. Dolayısıyla işte o 'ben'. Bir kaz aldım ben karıdan Boynu da uzun borudan Kırk abdal kanın kurutan Kırk yıldır kaynatırım kaynamaz. Kaygusuz Abdal, şathiye bu. Kadın dediği dünya, kaz dediği nefis. Dünyadan kâm alıyor. Aman Yarabbi! Devamı videomuzda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • İnsanın Bir Kızıl Elması Olmalı - Sadettin Ökten | Medeniyet Ufku

    İnsanın Bir Kızıl Elması Olmalı - Sadettin Ökten | Medeniyet Ufku

    Medeniyet Ufku programıyla, Doğu ve Batı medeniyetinin akışını, bugüne gelişini ve bu gelişin nereden olduğunu ve nereye gittiğini birtakım sorular üzerinden hülasa ediyoruz. Serdar Tuncer soruyor, Prof. Dr. Sadeddin Ökten anlatıyor. Medeniyet Ufku'nun ilk bölümünde başlıca şunlar konuşuldu: Serdar Tuncer: Efendim merhabalar. Bir Medeniyet Ufku programında daha birlikteyiz. Programın evvelki bölümlerini seyredenler kabaca bahsettiğimiz hususları hatırlayacaklar. Değerler ne demek? İlkeler, normlar bu işin neresinde? İnsan kime denir? İnsanı nasıl modelleyebiliriz? Bütün bunları etraflıca konuşmaya gayret ettik. Bugün bir soruya cevap arayacağız. Bir değerler sistemi diyoruz, insandan bahsediyoruz... İnsanın bu değerler sistemine ihtiyacı var mı? Değerler sistemi olmasa ne olur? Bu eksende sohbet etmek üzre huzurlarınızdayız. Efendim hoş geldiniz, safalar getirdiniz. Sadeddin Ökten: Hoş bulduk, merhaba efendim, hayırlı günler, hayırlı vakitler inşallah. Serdar Tuncer: Vaktin hayırlı olması ne kadar mühim bir şey değil mi efendim? Sadeddin Ökten: Çok mühim. Vakit bize emanet çünkü. O vakti hayra da kullanabiliriz, Allah muhafaza şerre de kullanabiliriz. Tabi hayrın ve şerrin tarifini yapmamız lazım. Onu her medeniyet kendine göre yapıyor. İslam medeniyeti hayrı ve şerri tarif ediyor, modernite de hayrı ve şerri kendine göre tarif ediyor. İslam medeniyetinin kaynağı vahiy olduğu için hayrı ve şerri Rabb-i Teala tayin eder. İnsanlara da tebliğ bulunan Peygamberimiz (s.a.v)'dir. Ta Adem Aleyhisselamdan beri böyle bir akış geliyor... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Müslüman Boykot Etmez, Müstağni Kalır - Sadettin Ökten | Medeniyet Ufku

    Müslüman Boykot Etmez, Müstağni Kalır - Sadettin Ökten | Medeniyet Ufku

    Medeniyet Ufku programıyla, Doğu ve Batı medeniyetinin akışını, bugüne gelişini ve bu gelişin nereden olduğunu ve nereye gittiğini birtakım sorular üzerinden hülasa ediyoruz. Serdar Tuncer soruyor, Prof. Dr. Sadeddin Ökten anlatıyor. Medeniyet Ufku'nun ilk bölümünde başlıca şunlar konuşuldu: Serdar Tuncer: Efendim merhabalar. Medeniyet Ufku’nda yeni bir bölümle birlikteyiz, karşınızdayız. Bu bölümde eylem ve varoluş ilişkisini konuşacağız. Varolmak. İnsan nasıl varoluyor? Hayvan nasıl varoluyor? Nebat nasıl varoluyor? Bunları hulâsa edeceğiz ama programa girmeden önce çok gündemimizde olan bir kavram üzerinden bir mevzu konuşuyorduk. Kıymetli hocamın da desturuyla onu sorarak başlamak isterim. Gazze’deki yaşananlara kızdığımız için bazı ürünleri boykot ediyoruz. Siz dediniz ki bu çok müslümanca bir şey değil… Devamı videoda… Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • İnsan İnandığı Değere Göre Yaşamalı - Sadettin Ökten | Medeniyet Ufku

    İnsan İnandığı Değere Göre Yaşamalı - Sadettin Ökten | Medeniyet Ufku

    Medeniyet Ufku programıyla, Doğu ve Batı medeniyetinin akışını, bugüne gelişini ve bu gelişin nereden olduğunu ve nereye gittiğini birtakım sorular üzerinden hülasa ediyoruz. Serdar Tuncer soruyor, Prof. Dr. Sadeddin Ökten anlatıyor. Medeniyet Ufku'nun ilk bölümünde başlıca şunlar konuşuldu: Serdar Tuncer: Efendim merhabalar. Hoş geldiniz, safalar getirdiniz. Medeniyet Ufku'nun bir önceki bölümünü takip edenler hatırlayacaklar, insanı modelleyelim diye yola çıktık, çok güzel bir yere getirdik mevzuyu fakat süre bitti ve dedik ki biz buradan devam edelim. Bir kavram olarak kitap sora kitabullah sonra kitabullahtaki bir emir, normlar, ilkeler bunları konuşuyor idik. Kaldığımız yerden deva etsek pek güzel olmaz mı?... Prof. Dr. Sadeddin Ökten: Evet. Yani kitap genel bir kavram, büyük bir anlam haritası dendiği zaman aklımıza geliyor. Mesela yine felsefe kitaplarında çok geçer; masa... O da bir kavram. Bunun dış alemde karşılığı var, kitabın da dış alemde karşılığı var ama bazı kavramların dış alemde karşılığı yok. Mesela özgürlük, mesela şeref, mesela namus, mesela himmet, mesela hizmet... Bir eylem yaptığınız zaman onun niteliğidir onurlu eylem, hizmete dönük eylem veya tamahkar eylem. Bazıları da eylem üzerinden görünür hale gelir. Bir kısmı da yine eylemin bir ürünü olan eser üzerinden görünür hale gelir... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Kapitalizm Sizin İnsan Olmanızı İstemez - Sadettin Ökten | Medeniyet Ufku

    Kapitalizm Sizin İnsan Olmanızı İstemez - Sadettin Ökten | Medeniyet Ufku

    Medeniyet Ufku programıyla, Doğu ve Batı medeniyetinin akışını, bugüne gelişini ve bu gelişin nereden olduğunu ve nereye gittiğini birtakım sorular üzerinden hülasa ediyoruz. Serdar Tuncer soruyor, Prof. Dr. Sadeddin Ökten anlatıyor. Medeniyet Ufku'nun ilk bölümünde başlıca şunlar konuşuldu: Serdar Tuncer: İnsan için eşref-i mahlukat buyurulmuş, yaratılmışların şereflisi, zübde-i alem denilmiş yahut insan bir muammadır demişler ya da yek katre-i hûnest, sâd hezârân endîşe demişler... İnsan kim, insan ne? Bir önceki programı seyredenler hatırlayacaklar, Sadeddin Ökten Bey hocam buyurmuşlardı ki bir dahaki program insanı modelleyelim. Gerçi çok modellenmeye de gelmez amma biz modelleyelim... İnsanı konuşmak için huzurlarınızdayız. Efendim hoş geldiniz. Sadeddin Ökten: Hoş bulduk, teşekkür ederiz. Tabi siz açılışta çok etraflı bir insan tasviri yaptınız, biz öyle yapmayacağız. Biz mütevazı bir bilimsel model ortaya koymaya çalışacağız. Medeniyet konuşuyorsak bunun bilimsel bir boyutu var, tefekküre dayanana bir boyutu var. Tabii ki duyguya hissiyata dayanan bir boyutu da var ama mantık düzleminde konuşuyoruz başlangıçta o halde bilimsel bir modelle işe başlamamız lazım çünkü malumunuz bilim önce müşahade eder, gözlemler sonra gözlemlerden çıkan verilerle zihinde bir model inşaa eder sonra o modeli tatbikatta tecrübe eder, aksaklıklarını telafi eder ve sonunda bilimsel bir çalışma ortaya çıkar... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...