Bizim Hayatımızı Engelliler Zorlaştırıyor - Şampiyon | Yusuf TURGUT

MyMecra'da yepyeni bir program başlıyor, 'Şampiyon'... Yusuf Turgut iki haftada bir birbirinden farklı konukları ağırlayıp, onların hikayelerine ortak olacak. Yusuf Turgut yürüme engelli ancak masa tenisinde Türkiye dereceleri olan sporcu bir isim. Şampiyon programının en temel özelliği de katılacak tüm konuklar engelli olacak ancak programda asıl vurgulanacak ise, her biri belli alanlarda derece yapmış isimler. İlk bölümde %99 engelli Alperen Alper Şampiyon'un konuğuydu. Alperen Alper %99 engeline rağmen pes etmeyi hiç düşünmeden gayretleriyle dört nala at binebilen ve Türkiye'de Para-diresaj bölümünü açtıran kişi. İlk bölümde başlıca şunlar konuşuldu; Yusuf Turgut: Merhabalar, hoş geldiniz. Biz millet olarak kahramanları hep at üstünde görmüşüzdür, at üstünde hayal etmişizdir. Alpet Tunga'dan Osman Gazi'ye bu hep böyle olmuştur. Kanuni'ler, Yavuz'lar, Fatih Sultan Mehmet'ler ve daha binlercesi... Şimdi sizi bir kahramanla, bir aşıkla, bir at sevdalısıyla tanıştıracağım, Alperen Alper... Yusuf Turgut: Ben seni ziyadesiyle tanıyorum. Alperen Eren kimdir? Senin ağzından duyalım... Alperen Eren: Alperen Alper 17.12.1985 İstanbul-Üsküdar doğumlu. Doğum anında doktor hatası yüzünden Serebral Palsi olarak dünyaya geldim. Normalde ben yatalaktım. Zaten o doğduğumuz yılların da, o günün şartlarında pek bu tarz olaylar çok bilinmediği için benim engelimin teşhisi çok yakın bir şeyde konulamadı. 2-3 yaşlarımda Serebral Palsi'nin tanısı konuldu. 2-3 yaşıma kadar bebek olduğum için zaten hareketlerimden pek anlaşılmadı. Bunun devamında, engelli ve Serebral Palsi olduğum anlaşıldıktan sonra bir fizik tedavi programı uygulanmaya başladı. Yusuf Turgut: Sen atlarla nasıl tanıştın? Bütün olay oradan sonra başladı çünkü yatalaktım dedin şimdi dört nala at koşturuyorsun... Alperen Eren: Evet, şimdi bu fizik tedaviler sayesinde önce oturmayı, işte dengede durmayı ve ayakta durabilmeyi ufaktan da olsa adımlar atmaya başladık. Atlarla tanışmam çok uzun yıllar sonra oldu. Benim çocukluğumdan beri hayvanlarla iletişimim çok iyi ama atlarla hiç tanışmamıştım. Sadece televizyonda veya işte bir yerde gördüğüm kadar, bir bilgi sahibi değildim. Benim atlarla tanışmam aslında tamamıyla tesadüfen oldu. Yakın bir dostum, abim sohbet ederken, o at sahibiydi, işte bu hafta gel çiftliğe gideceğim, seni de götüreyim dedi hem ata binersin, hem farklı bir ortam filan olur diye o şekilde çiftliğe gittik ve ben orada ilk kez atın sırtına bindim. İnanılmaz bir heyecan çünkü farklı ne bileyim altımdaki bu tekerlekli bir sandalye gibi yada bindiğimiz bir araba gibi değil yani. Çünkü altınızda devamlı hareket eden bir canlı var. Açıksa ben korktum ilk, ciddi korktum. Üç kişi atı tutuyorsa iki kişi beni tuttu. Ama birinci turu attıktan sonra bilmiyorum yani, bi bırakın dedim bakalım ne yapabiliyoruz. Baktım ki çok farklı bir şey, farklı bir diyalog, farklı bir his. Bu şekilde atlarla tanıştık... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...