MyMecra
Beraber Yürüyelim / Bizi Takip Edin

İzler

12 Video Bulunuyor

MyMecra YouTube kanalında yepyeni ve özgün bir format ‘İzler’… Her bölümde Türkiye’nin tanıdığı ve her kesimde büyük saygı uyandıran isimlerin hayatlarına kendi anlatımlarıyla şahitlik edeceğiz. Doğdukları ortamdan, nasıl yetiştiklerine, kimlerden etkilendiklerinden, bugünlere gelirken neler yaşadıklarına bu programda cevaplar bulacağız. Peki bu programda İzler’ini takip edeceğimiz isimler kimler? Örneğin; İhsan Fazlıoğlu, Hüsrev Hatemi, Uğur Derman, Rasim Özdenören, Sezai Karakoç, Dücane Cündioğlu, İsmet Özel, Sa’düddîn Ökten vb. isimler...

  • Küçükken Kedi Olmak İstemişim - Nevzat Tarhan | İzler

    Küçükken Kedi Olmak İstemişim - Nevzat Tarhan | İzler

    Her bölümde Türkiye’nin tanıdığı ve her kesimde büyük saygı uyandıran isimlerin hayatlarına kendi anlatımlarıyla şahitlik edeceğiz. Doğdukları ortamdan, nasıl yetiştiklerine, kimlerden etkilendiklerinden, bugünlere gelirken neler yaşadıklarına bu programda cevaplar bulacağız. Peki bu programda İzler’ini takip edeceğimiz isimler kimler? Örneğin; İhsan Fazlıoğlu, Uğur Derman, Rasim Özdenören, Dücane Cündioğlu, Sa’düddîn Ökten, Abdullah Sert, Nabi Avcı, Hüsrev Hatemi, Nurullah Genç, Ahmet Özhan, Vehbi Vakkasoğlu, Yavuz Bülent Bakiler, Hüseyin Kutlu, Mahir Damatlar, Mahmut Erol Kılıç, Beşir Ayvazoğlu, Dursun Gürlek, Mim Kemal Öke, Yusuf Kaplan, Cevat Akşit, Mehmet Görmez, Süleyman Uludağ, Hayati İnanç, Hayrettin Karaman, Mustafa Akgül, Ulvi Alacakaptan, Nevzat Tarhan vb. isimler... Bu bölümde İzler, güzellerin yürüyüş ritmine ayna tutmaya devam ediyor. Nevzat Tarhan'ın izlerini takip edeceğiz bu hafta... İzler'in bu bölümünde Nevzat Tarhan'ın başlıca anlattıkları; Bugünlere gelmemizde çocukluk döneminde insanın gelişen ruhuna atılan tohumlar vardır. O tohumlar ileri yaşta yeşermeye başlıyor... Ben Anadolu kasabasında doğdum. Babam benzinlik işi yapıyordu, esnaftı. Hem anne tarafının hem baba tarafının ilk çocuğuyum öyle bir durumda doğduk. Mesela ilkokula başlarken hiç unutmam bir yaş erken başlatmışlar beni. Bir yaş erken başlayınca biraz öğrenmekte zorluk oluyor, zorluk olunca annem bana öğretmeye çalışıyor alfabeyi falan... Anneme demişim ki, soba yanıyor, sobanın altında bir kedi var. Anne ben kedi olmak istiyorum demişim. Öyle deyince annem eyvah çocuğu çok sıkıştırdım diyor. O zaman duygumu öyle ifade etmişim... Bizim ailede, Merzifon'da da özellikle kitap okuma kültürü, meslek edinme kültürü çok yaygındı. Mesela bir dayım Türkiye'nin ilk kalp uzmanlarındandır, başka bir dayım diş hekimidir. Diğer taraftan akrabalardan Albaylar vardı... Yani böyle bir okuma konusunda motivasyonlu bir ortama doğdum ve annem o dönemde ilkokulu bitirmiş bir anne ve bizi devamlı kütüphaneye gönderirdi. Merzifon halk kütüphanesinin o rutubetli kokusunu unutmuyorum... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Ben Sonradan Müslümanım - Ulvi Alacakaptan | İzler

    Ben Sonradan Müslümanım - Ulvi Alacakaptan | İzler

    Her bölümde Türkiye’nin tanıdığı ve her kesimde büyük saygı uyandıran isimlerin hayatlarına kendi anlatımlarıyla şahitlik edeceğiz. Doğdukları ortamdan, nasıl yetiştiklerine, kimlerden etkilendiklerinden, bugünlere gelirken neler yaşadıklarına bu programda cevaplar bulacağız. Peki bu programda İzler’ini takip edeceğimiz isimler kimler? Örneğin; İhsan Fazlıoğlu, Uğur Derman, Rasim Özdenören, Dücane Cündioğlu, Sa’düddîn Ökten, Abdullah Sert, Nabi Avcı, Hüsrev Hatemi, Nurullah Genç, Ahmet Özhan, Vehbi Vakkasoğlu, Yavuz Bülent Bakiler, Hüseyin Kutlu, Mahir Damatlar, Mahmut Erol Kılıç, Beşir Ayvazoğlu, Dursun Gürlek, Mim Kemal Öke, Yusuf Kaplan, Cevat Akşit, Mehmet Görmez, Süleyman Uludağ, Hayati İnanç, Hayrettin Karaman, Mustafa Akgül, Ulvi Alacakaptan vb. isimler... Bu bölümde İzler, güzellerin yürüyüş ritmine ayna tutmaya devam ediyor. Ulvi Alacakaptan'ın izlerini takip edeceğiz bu hafta... İzler'in bu bölümünde Ulvi Alacakaptan'ın başlıca anlattıkları; Benim annem de babam da hekim hatta dayım da hekim. Onun ben kendime dörtte üç hekim derim. Hatta şöyle bir şey var doğumumda, ben Ankara doğumluyum ama Ankara'yı sevmem, Ankaralılar çok kızıyor bana... Tesadüf olmuş. Babam asker, annem de hamile, babam askerliğini de Kırşehir'de yapıyor. Kırşehir'de de imkanlar yok o zaman hatta Mustafa Kemal şöyle demiş derler; "Kırı gördükte şehiri nerede?" Orada imkan olmayınca Ankara'ya getirmişler, Ankara'da doğmuşum. Aslında benim çocukluğumun çoğu da anne baba evinde değil babaannemin yanında geçti. Biz 3 kardeştik. Kız kardeşim benden 1 yaş küçük, erkek kardeşim biraz sonra doğdu hatta doğum günlerimiz de biraz enteresan bizim. 4 Mayıs, 5 Mayıs, 7 Mayıs. Babam 6 Mayıs Hıdırellez diye boş bıraktım derdi. :) Babam aynı zamanda hem hekim hem yazar, şair hatta sonradan turizmcilik yaptı onu da çok iyi yapan bir adam sonra reklamcılıkta yaptı çok yetenekli biriydi... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Bir Vaiz Son Vaazını Musallada Yapar - Mustafa Akgül | İzler

    Bir Vaiz Son Vaazını Musallada Yapar - Mustafa Akgül | İzler

    Her bölümde Türkiye’nin tanıdığı ve her kesimde büyük saygı uyandıran isimlerin hayatlarına kendi anlatımlarıyla şahitlik edeceğiz. Doğdukları ortamdan, nasıl yetiştiklerine, kimlerden etkilendiklerinden, bugünlere gelirken neler yaşadıklarına bu programda cevaplar bulacağız. Peki bu programda İzler’ini takip edeceğimiz isimler kimler? Örneğin; İhsan Fazlıoğlu, Uğur Derman, Rasim Özdenören, Dücane Cündioğlu, Sa’düddîn Ökten, Abdullah Sert, Nabi Avcı, Hüsrev Hatemi, Nurullah Genç, Ahmet Özhan, Vehbi Vakkasoğlu, Yavuz Bülent Bakiler, Hüseyin Kutlu, Mahir Damatlar, Mahmut Erol Kılıç, Beşir Ayvazoğlu, Dursun Gürlek, Mim Kemal Öke, Yusuf Kaplan, Cevat Akşit, Mehmet Görmez, Süleyman Uludağ, Hayati İnanç, Hayrettin Karaman, Mustafa Akgül vb. isimler... Bu bölümde İzler, güzellerin yürüyüş ritmine ayna tutmaya devam ediyor. Mustafa Akgül'ün izlerini takip edeceğiz bu hafta... İzler'in bu bölümünde Mustafa Akgül'ün başlıca anlattıkları; Ben izi takip edilecek birisi değilim ama siz iltifat buyurdunuz bende yaşadığım hayatın yeni gençlere ışık tutacak, ibret, ders alınabilecek bölümlerini kısa, öz arz etmeye çalışacağım... Kayserimizin Erkilet diye bir nahiyesi var. O tarihlerde merkeze 10-12 kilometreydi de şimdi şehirler büyüdü, nahiyeler büyüdü arada 3-4 kilometre kaldı. Öyle bir nahiyede, tek odalı bir evde, 5 nüfuslu bir ailede hayat başladı... 4-5 yaşlarındayken mahalle mektebi diye bir şey vardı. Çocuklara namaz duaları, namaz sureleri okutulur beraberinde 35 farz diye bildiğimiz şeyler ezberletilirdi. O mahalle mektebinin hocası benim dayımdı. Biraz da orada cesaretle, samimiyetle, aile birliğinden dolayı bende dayıma gideceğim dedim ve takriben 5 yaşlarında o mahalle mektebine gittim... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Hayatım O Gün Değişti - Hayrettin Karaman | İzler

    Hayatım O Gün Değişti - Hayrettin Karaman | İzler

    Her bölümde Türkiye’nin tanıdığı ve her kesimde büyük saygı uyandıran isimlerin hayatlarına kendi anlatımlarıyla şahitlik edeceğiz. Doğdukları ortamdan, nasıl yetiştiklerine, kimlerden etkilendiklerinden, bugünlere gelirken neler yaşadıklarına bu programda cevaplar bulacağız. Peki bu programda İzler’ini takip edeceğimiz isimler kimler? Örneğin; İhsan Fazlıoğlu, Uğur Derman, Rasim Özdenören, Dücane Cündioğlu, Sa’düddîn Ökten, Abdullah Sert, Nabi Avcı, Hüsrev Hatemi, Nurullah Genç, Ahmet Özhan, Vehbi Vakkasoğlu, Yavuz Bülent Bakiler, Hüseyin Kutlu, Mahir Damatlar, Mahmut Erol Kılıç, Beşir Ayvazoğlu, Dursun Gürlek, Mim Kemal Öke, Yusuf Kaplan, Cevat Akşit, Mehmet Görmez, Süleyman Uludağ, Hayati İnanç, Hayrettin Karaman vb. isimler... Bu bölümde İzler, güzellerin yürüyüş ritmine ayna tutmaya devam ediyor. Hayrettin Karaman'ın izlerini takip edeceğiz bu hafta... İzler'in bu bölümünde Hayrettin Karaman'ın başlıca anlattıkları; Ben nasıl oldu da bu yola girdim ve işte gelebildiğim nokta her neyse oraya nasıl geldim? Bunun başlangıçtaki saikini toplumdaki, çevremdeki susuzluğa bağlıyorum. Yani suları kesilmiş, çöle dönmüş, dudakları çatlamış, ölmek üzere olan bir bitkiyi, bir canlıyı düşünebilirsiniz. Manevi damarları kesilmiş demeyeyim ama bağlanmış diyeyim çünkü kesilseydi bizde eklenmezdi. Onlar çözüldü, inşallah çözülme devam ediyor, devam edecek... Bu susuzluğu hissediyorsunuz ama öyle hemen doğar doğmaz değil. Belli bir safhadan sonra bir şey oluyor... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Bir Kelime Hayatımı Değiştirdi - Hayati İnanç | İzler

    Bir Kelime Hayatımı Değiştirdi - Hayati İnanç | İzler

    Her bölümde Türkiye’nin tanıdığı ve her kesimde büyük saygı uyandıran isimlerin hayatlarına kendi anlatımlarıyla şahitlik edeceğiz. Doğdukları ortamdan, nasıl yetiştiklerine, kimlerden etkilendiklerinden, bugünlere gelirken neler yaşadıklarına bu programda cevaplar bulacağız. Peki bu programda İzler’ini takip edeceğimiz isimler kimler? Örneğin; İhsan Fazlıoğlu, Uğur Derman, Rasim Özdenören, Dücane Cündioğlu, Sa’düddîn Ökten, Abdullah Sert, Nabi Avcı, Hüsrev Hatemi, Nurullah Genç, Ahmet Özhan, Vehbi Vakkasoğlu, Yavuz Bülent Bakiler, Hüseyin Kutlu, Mahir Damatlar, Mahmut Erol Kılıç, Beşir Ayvazoğlu, Dursun Gürlek, Mim Kemal Öke, Yusuf Kaplan, Cevat Akşit, Mehmet Görmez, Süleyman Uludağ, Hayati İnanç vb. isimler... Bu bölümde İzler, güzellerin yürüyüş ritmine ayna tutmaya devam ediyor. Hayati İnanç'ın izlerini takip edeceğiz bu hafta... İzler'in bu bölümünde Hayati İnanç'ın başlıca anlattıkları; Her vesileyle ifade etmeye çalıştığım gibi "her evlat annenin eseridir" bende öyle... İlk bilgileri, davranışları ondan öğrendim. Neyin önemli olduğunu mesela yalan söylememe konusunda üzerimdeki çalışmasını çok iyi hatırlarım. Fena halde baskın... Yalan söyleyince sanki dünya tersine dönecekmiş gibi, herşey bitmiş gibi işlerdi. Üzerimdeki çalışması bununla da sınırlı değil. Yaş haddi dolmadığı için merak saikiyle gittiğim ilk okulda da benimle beraber okula gidip gelmek suretiyle her gün ben değil sanki o okudu. Ödevi getiririm eve benimle beraber çalışır, bana yaptırır. İkinci sınıf biterken anladım aslında okuma yazması yokmuş, beni kandırıyormuş fark etmedim bile yani... Ama o teşvik edici enerji önemle kayda değer. İlkokuldan önce de zaten böyle hep benim nasıl birisi olmam gerektiğine dair işaret taşları koyuyordu. Büyüklerine saygılı, doktor olup ona bakmam yönünde beni kanalize ediyor falan... Bende buna doğrusu iyice gaza gelmiştim ama nasip değilmiş başka bir mesleğe süluk ettik. Annemden sonra çok fazla bizimle ilgilenemiyor olsada babamın harekatı çok belirleyiciydi... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • İlimde 'Yeter' Yoktur - Süleyman Uludağ | İzler

    İlimde 'Yeter' Yoktur - Süleyman Uludağ | İzler

    Her bölümde Türkiye’nin tanıdığı ve her kesimde büyük saygı uyandıran isimlerin hayatlarına kendi anlatımlarıyla şahitlik edeceğiz. Doğdukları ortamdan, nasıl yetiştiklerine, kimlerden etkilendiklerinden, bugünlere gelirken neler yaşadıklarına bu programda cevaplar bulacağız. Peki bu programda İzler’ini takip edeceğimiz isimler kimler? Örneğin; İhsan Fazlıoğlu, Uğur Derman, Rasim Özdenören, Dücane Cündioğlu, Sa’düddîn Ökten, Abdullah Sert, Nabi Avcı, Hüsrev Hatemi, Nurullah Genç, Ahmet Özhan, Vehbi Vakkasoğlu, Yavuz Bülent Bakiler, Hüseyin Kutlu, Mahir Damatlar, Mahmut Erol Kılıç, Beşir Ayvazoğlu, Dursun Gürlek, Mim Kemal Öke, Yusuf Kaplan, Cevat Akşit, Mehmet Görmez, Süleyman Uludağ vb. isimler... Bu bölümde İzler, güzellerin yürüyüş ritmine ayna tutmaya devam ediyor. Süleyman Uludağ'ın izlerini takip edeceğiz bu hafta... İzler'in bu bölümünde Süleyman Uludağ'ın başlıca anlattıkları; Ben aslında Amasyalıyım. Amasya'ya 30 km mesafede Akyazı köyünde doğdum fakat aslında 93 muhaciriyiz biz. Babam Akyazı'da doğdu, ben de Akyazı'da doğdum ama dedem Batum'dan gelmiş 1977-78 Osmanlı Rus harbinden. Kars, Ardahan ve Batum ruslara terk edilince dedelerimiz oradan kalkmışlar Amasya'ya gelmişler, köylerini kurmuşlar, adına da Akyazı demişler. 1937 tarihinde, günü tma belli değil, ayı da belli değil ama o tarihte, orada doğmuşuz ve 8 kardeşim var onların ikincisi olarak dünyaya geldim orada. Bu yıllar biraz sıkıntılı yıllardır bugünkü duruma ve daha sonraki senelere nazaran sıkıntılı yıllardır. 2. Dünya Savaşı başlamak üzere hatta o tarihlerde, 1941'de babam askere gitti. Ben 3-4 yaşımdaydım o tarihlerde, evde başka kimse de yok çalışan kimse olmayınca bizde çocuğuz, ekonomi de sıkıntılı oldu bu bakımdan. 1937'de orada doğunca biz de köyde cami var, caminin imamı var, caminin imamının görevlerinden biri köydeki çocukları okutmak. O tarihlerde bizim köy 80 haneli bir köy ama okul yok köyde. Köyde okul olmayınca bizi hocaya gönderiyorlar, hocaya gidip orada Kur'an okumaya başladık. 7 yaşımdayken Kur'an'ı hatmetmiştim yani 1944 tarihlerinde filan... Bizim köyün özelliklerinden biri de... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Aşık Olduğum Dört Büyük Var - Mehmet Görmez | İzler

    Aşık Olduğum Dört Büyük Var - Mehmet Görmez | İzler

    Her bölümde Türkiye’nin tanıdığı ve her kesimde büyük saygı uyandıran isimlerin hayatlarına kendi anlatımlarıyla şahitlik edeceğiz. Doğdukları ortamdan, nasıl yetiştiklerine, kimlerden etkilendiklerinden, bugünlere gelirken neler yaşadıklarına bu programda cevaplar bulacağız. Peki bu programda İzler’ini takip edeceğimiz isimler kimler? Örneğin; İhsan Fazlıoğlu, Uğur Derman, Rasim Özdenören, Dücane Cündioğlu, Sa’düddîn Ökten, Abdullah Sert, Nabi Avcı, Hüsrev Hatemi, Nurullah Genç, Ahmet Özhan, Vehbi Vakkasoğlu, Yavuz Bülent Bakiler, Hüseyin Kutlu, Mahir Damatlar, Mahmut Erol Kılıç, Beşir Ayvazoğlu, Dursun Gürlek, Mim Kemal Öke, Yusuf Kaplan, Cevat Akşit, Mehmet Görmez vb. isimler... Bu bölümde İzler, güzellerin yürüyüş ritmine ayna tutmaya devam ediyor. Mehmet Görmez'in izlerini takip edeceğiz bu hafta... İzler'in bu bölümünde Mehmet Görmez'in başlıca anlattıkları; 1962 yılında Gaziantep Nizip Çanakçı köyünde, çocukluğumda gürül gürül akan Nizip çayının kenarında çekirdeksiz Nar bahçeleriyle meşhur fıstık ve zeytin tarlalarıyla çevrili bir köyde dünyaya gelmişim. 10 sene olmamış annemin babamın çocuğu, 10 sen sonra bir hasretle dünyaya gelirken Şam radyosunda Abdussamet Abdulbasit Kur'an-ı Kerim okuyormuş bulduk ismini demişler, adımı da Muhammed Abdussamet koymuşlar fakat daha sonra nüfusa kaydedilirken çok uzun bulunmuş. Babama demişler ki tercihini yap ya Mehmet'ten yana yapacaksın ya da Abdussamet'ten yana... O demiş ki Mehmet'ten vazgeçemem. Dolayısıyla aile içinde göbek adımız Abdussamet olmaya devam etti ama resmi olarakta Mehmet olarak dünyaya gelmişiz. Annem ev hanımıydı. Biz daha çok ninni yerine güzel sesiyle okuduğu Kur'an'larıyla onu hatırlarız... Korona'nın ilk günlerinde onu ebediyete uğarladık. Cenab-ı Hakk rahmet eylesin... Babam Mehmet Şerif Hoca nam-ı diğer Anter Hoca. Askere kadar ilimle iştigal etmemiş, bütün ilmini askerde öğrenmiş, askerde ilim tahsili görmüş. Dolayısıyla bir ilim ortamına dünyaya geldim yani ev ortamı aynı zamanda babamın talebeleriyle kuşatılmıştı, ben kendimi hep o talebelerin arasında buldum... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Uçak Motoru Yapmasın Diye Oğluma Suikast Yaptılar - Mustafa Cevat Akşit | İzler

    Uçak Motoru Yapmasın Diye Oğluma Suikast Yaptılar - Mustafa Cevat Akşit | İzler

    Her bölümde Türkiye’nin tanıdığı ve her kesimde büyük saygı uyandıran isimlerin hayatlarına kendi anlatımlarıyla şahitlik edeceğiz. Doğdukları ortamdan, nasıl yetiştiklerine, kimlerden etkilendiklerinden, bugünlere gelirken neler yaşadıklarına bu programda cevaplar bulacağız. Peki bu programda İzler’ini takip edeceğimiz isimler kimler? Örneğin; İhsan Fazlıoğlu, Uğur Derman, Rasim Özdenören, Dücane Cündioğlu, Sa’düddîn Ökten, Abdullah Sert, Nabi Avcı, Hüsrev Hatemi, Nurullah Genç, Ahmet Özhan, Vehbi Vakkasoğlu, Yavuz Bülent Bakiler, Hüseyin Kutlu, Mahir Damatlar, Mahmut Erol Kılıç, Beşir Ayvazoğlu, Dursun Gürlek, Mim Kemal Öke, Yusuf Kaplan, Cevat Akşit vb. isimler... Bu bölümde İzler, güzellerin yürüyüş ritmine ayna tutmaya devam ediyor. Cevat Akşit'in izlerini takip edeceğiz bu hafta... İzler'in bu bölümünde Cevat Akşit'in başlıca anlattıkları; Efendim biliyorsunuz türkler 926'da toptan müslüman oldular. Karahanlılar döneminde, Satuk Buğra Han zamanında ehli sünnet inancı, Hanefi mezhebi üzere medreselerde o zaman Satuk Buğra Han'ın emriyle türkler toptan müslüman olmuş. Biz türkler başımıza bağlı bir milletiz, başımızdaki iyi olunca hemen yükselmişiz, başımızdaki şaşı oldu mu atmışız. O müslüman oldum deyince toptan müslüman olmuşlar. Böyle çok samimi müslüman olmuşlar. Samimi müslüman olmaları sebebiyle Cenab-ı Hakk kapılarımızı açmış bizim... Medreselerde ehli sünnet itikadı, Hanefi mezhebi öğretilmiş sonra Selçuklular zamanında da aynı usülden gidilmiş, Osmanlılar zamanında da aynı usülden gidilmiş 630 sene... Bu ehli sünnet itikadı, Hanefi mezhebi bizim DNA'mız olmuş; deyimimiz, atasözümüz olmuş, şiirimize girmiş, adetimiz olmuş fakat bizde taassup yok... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Cahit Zarifoğlu Benim Üniversitemdir - Yusuf Kaplan | İzler

    Cahit Zarifoğlu Benim Üniversitemdir - Yusuf Kaplan | İzler

    Her bölümde Türkiye’nin tanıdığı ve her kesimde büyük saygı uyandıran isimlerin hayatlarına kendi anlatımlarıyla şahitlik edeceğiz. Doğdukları ortamdan, nasıl yetiştiklerine, kimlerden etkilendiklerinden, bugünlere gelirken neler yaşadıklarına bu programda cevaplar bulacağız. Peki bu programda İzler’ini takip edeceğimiz isimler kimler? Örneğin; İhsan Fazlıoğlu, Uğur Derman, Rasim Özdenören, Dücane Cündioğlu, Sa’düddîn Ökten, Abdullah Sert, Nabi Avcı, Hüsrev Hatemi, Nurullah Genç, Ahmet Özhan, Vehbi Vakkasoğlu, Yavuz Bülent Bakiler, Hüseyin Kutlu, Mahir Damatlar, Mahmut Erol Kılıç, Beşir Ayvazoğlu, Dursun Gürlek, Mim Kemal Öke, Yusuf Kaplan vb. isimler... Bu bölümde İzler, güzellerin yürüyüş ritmine ayna tutmaya devam ediyor. Yusuf Kaplan'ın izlerini takip edeceğiz bu hafta... İzler'in bu bölümünde Yusuf Kaplan'ın başlıca anlattıkları; İnsan, kendisini anlatması zordur yani bir entelektüel biyografi gibi olabilir... Hayatını anlatırken aynı zamanda hem hayatını hem de içinde yaşadığı dünyayı yorumlayarak anlamaya, anlamlandırmaya çalışarak bir şekilde anlatabilir bizim gibi tipler diyelim... Şimdi, Şarkışla'da doğmuşuz, Uzunyayla fakat 93 Macırı diyoruz biz Türkiye'de 93 Macır denir. 1877-78 Osmanlı Rus harbi yani oradan, Kafkaslardan, Ahıskadan göç etmiş aile Kars, Ardahan civarına oradan Erzurum, oradan Sivas Şarkışla. Yani Şarkışla'da Uzunyayla'da doğunca ben 1 yaşındayken falan Kayseri'ye taşınmışlar okutmak için, çoluğu çocuğu okutalım diye... Tabi bu hikaye ilginç yani benim hayatımda bazı enteresan işler var yani... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Yedi Güzelin Tutkalı Bu Fakirdi - Rasim Özdenören | İzler

    Yedi Güzelin Tutkalı Bu Fakirdi - Rasim Özdenören | İzler

    Her bölümde Türkiye’nin tanıdığı ve her kesimde büyük saygı uyandıran isimlerin hayatlarına kendi anlatımlarıyla şahitlik edeceğiz. Doğdukları ortamdan, nasıl yetiştiklerine, kimlerden etkilendiklerinden, bugünlere gelirken neler yaşadıklarına bu programda cevaplar bulacağız. Peki bu programda İzler’ini takip edeceğimiz isimler kimler? Örneğin; İhsan Fazlıoğlu, Uğur Derman, Rasim Özdenören, Dücane Cündioğlu, Sa’düddîn Ökten, Abdullah Sert, Nabi Avcı, Hüsrev Hatemi, Nurullah Genç, Ahmet Özhan, Vehbi Vakkasoğlu, Yavuz Bülent Bakiler, Hüseyin Kutlu, Mahir Damatlar, Mahmut Erol Kılıç, Beşir Ayvazoğlu, Dursun Gürlek, Mim Kemal Öke vb. isimler... Bu bölümde İzler, güzellerin yürüyüş ritmine ayna tutmaya devam ediyor. Rasim Özdenören'in izlerini takip edeceğiz bu hafta... İzler'in bu bölümünde Rasim Özdenören'in başlıca anlattıkları; Sergüzeştimiz biraz problemli başlamış. Babam bir hastalık geçirmiş. O hastalıktan taburcu olurken hastanenin hemşiresi, babama bakan hemşire taburcu etmeye gelen amcama ve yengeme demiş ki; Bu şahıs sizin neyiniz oluyor? Söylemişler işte kardeşimiz oluyor. Evli mi bekar mı diye sormuş. Annemle nişanlıymışlar o tarihte, 1937 yılı... Bunun demiş çocukları hep ikiz olur. O gün demiş biz bunu umursamadık niye öyle söyledi fakat evlendikten sonra, 37'de evleniyor 38'de ilk çocukları ablalarım dünyaya geliyor ikiz. Arkasından 2 sene sonra biz dünyaya geliyoruz bizlerde ikiz. O haberi alan yengemin de çocukları olmazmış meğer ikizlerden birini o istemiş oğlanlardan ya ben ya rahmetli Alaaddin fakat annem de vermemiş. Öylece ikiz olarak kalmışız. Bizim doğumumuzda 6 yıl sonra 1946'da en küçük amcam rahmetli oluyor. Babamla ben onun cenazesine gittik tabi o tarihte cenazeye yetişmek mümkün değil. Otobüs servisleri yok, kara yolları yok daha doğrusu otobüsten önce. Trenle gidiyoruz. Cenaze haberini aldığımızda 3 gün 3 gece kara trenle babamla seyahat ettik. Maraş Eloğlu istasyonundan Haydarpaşa'ya kömürlü trenle, posta treniyle 3 gün 3 gece yolculuğumuz oldu. Biz İstanbul'a, eve ulaştığımızda zaten cenaze çoktan kalkmış. Annem bana tembih etmişti evden ayrılırken; Sakın babanın ceketinin ucunu bırakma. Nereye giderse gitsin ceketinden tut diyordu. Gece de yatarken pijamasının ceketinden... Ben onun manasını bilmiyorum ama anne tembihi, riayet ediyorum. Annemin sözlerine uyardım, o da benim sözüme uyardı rahmetli... Gece bile yatarken ikide birde kalkıp acaba hala tutuyor muyum diye kontrol ederdim. Adamcağızın ceketinin ucu buruşmuş, lime lime olmuş. Her tarafı güzel ütülü ama ceketinin sağ ucu buruşuk... Babam da çok titiz. Giyinişine, kuşanışına çok özen gösterirdi rahmetli... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Dedemin Arkadaşları Bana Masonluk Teklif Etti - Mim Kemal Öke | İzler

    Dedemin Arkadaşları Bana Masonluk Teklif Etti - Mim Kemal Öke | İzler

    Her bölümde Türkiye’nin tanıdığı ve her kesimde büyük saygı uyandıran isimlerin hayatlarına kendi anlatımlarıyla şahitlik edeceğiz. Doğdukları ortamdan, nasıl yetiştiklerine, kimlerden etkilendiklerinden, bugünlere gelirken neler yaşadıklarına bu programda cevaplar bulacağız. Peki bu programda İzler’ini takip edeceğimiz isimler kimler? Örneğin; İhsan Fazlıoğlu, Uğur Derman, Rasim Özdenören, Dücane Cündioğlu, Sa’düddîn Ökten, Abdullah Sert, Nabi Avcı, Hüsrev Hatemi, Nurullah Genç, Ahmet Özhan, Vehbi Vakkasoğlu, Yavuz Bülent Bakiler, Hüseyin Kutlu, Mahir Damatlar, Mahmut Erol Kılıç, Beşir Ayvazoğlu, Dursun Gürlek, Mim Kemal Öke vb. isimler... Bu bölümde İzler, güzellerin yürüyüş ritmine ayna tutmaya devam ediyor. Mim Kemal Öke'nin izlerini takip edeceğiz bu hafta... İzler'in bu bölümünde Mim Kemal Öke'nin başlıca anlattıkları; Hiç kimse Mim Kemal'in içindeki hüznü bilmiyor. Onun yüreğinin nasıl yandığını kimse bilmiyor. Onun çilesi demeyeyim ama neyse geç... ama ilginç olan bir şey var küçüklüğümden bahsettin... Zahiri olarak baktığın vakit vay iki tane büyük dede ondan sonra onların iz düşümünde muazzam bir 13 odalı apartman vesaire... ama o kendi odasının içerisinde kavruk bir çocukluk yaşamak nedir?... Annemin (Allah uzun ömür versin) akıl hastası olduğu, babanın hovarda, alkole düşkün miras yedi olduğu, evin içerisinde sağlıksız bir ortamın yaşandığı, çok şaşalı ama bu şaşanın ne kadar yapay olduğu bir ortamda bi' çocuk büyüyor... Anneannem'de çok rahatsızdı mesela intihar etmişti. Etrafımızda çok intiharlarında olduğu bir ortamda siz yetişmeye, büyümeye çalışıyorsunuz... Yani etrafımızdaki insanların çocuklarıda pek böyle okumaya meraklı değildi. Ne yapabilirsini? Ya o hayata girecektiniz ki böyle bir seçim de ben yapmadım ama tek yaptığım şey, gitmeme izin verilen şey Nişantaşı'ndaki kitapçı. Oraya gittim ve kitap satın almaya başladım. O kitaplar benim arkadaşım oldu işte, o kitaplar benim can simidim oldu, o kitaplar benim sığınağım oldu, limanım oldu... Mim Kemal'in yaşadığı iklim böyle bir iklimdi... Yalnız, kitaplar... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Okuyabilmek İçin Evden Kaçtım! - Dursun Gürlek | İzler

    Okuyabilmek İçin Evden Kaçtım! - Dursun Gürlek | İzler

    Her bölümde Türkiye’nin tanıdığı ve her kesimde büyük saygı uyandıran isimlerin hayatlarına kendi anlatımlarıyla şahitlik edeceğiz. Doğdukları ortamdan, nasıl yetiştiklerine, kimlerden etkilendiklerinden, bugünlere gelirken neler yaşadıklarına bu programda cevaplar bulacağız. Peki bu programda İzler’ini takip edeceğimiz isimler kimler? Örneğin; İhsan Fazlıoğlu, Uğur Derman, Rasim Özdenören, Dücane Cündioğlu, Sa’düddîn Ökten, Abdullah Sert, Nabi Avcı, Hüsrev Hatemi, Nurullah Genç, Ahmet Özhan, Vehbi Vakkasoğlu, Yavuz Bülent Bakiler, Hüseyin Kutlu, Mahir Damatlar, Mahmut Erol Kılıç, Beşir Ayvazoğlu, Dursun Gürlek vb. isimler... Bu bölümde İzler, güzellerin yürüyüş ritmine ayna tutmaya devam ediyor. Dursun Gürlek'in izlerini takip edeceğiz bu hafta... İzler'in bu bölümünde Dursun Gürlek'in başlıca anlattıkları; Bendeniz Dursun Gürlek Tokat'ın Turhal ilçesinin Üzümören köyünde 1952 yılında dünyaya gelmişim. Geliş o geliş... Ama herkes gibi bende nerede, nasıl, ne zaman gideceğimi bilmiyorum çünkü Cenab-ı Hakk bildirmemiş ve Allah'ın ikramıdır bize öleceğimiz vakti bildirmemesi, gaybı bildirmemesi. Bilmek güzeldir bazı şeyler ise bilmemek güzeldir işte bilmemenin güzel olduğu konulardan biri de ne zaman, nerede, nasıl bu dünyayı terk edeceğimizi bilmeyişimizdir, bilseydin o süre uzun dahi olsaydı rahatımız bozulurdu tabi zihnimiz onunla meşgul olur rahatımız kaçardı halbuki vefatı mukadder olarak çok yakın olan insan bile hem de tuli emel sahibi olduğu için ki herkeste vardır bu uzun emelli olmak, hiç ölmeyecekmiş duygusuyla yaşamak dediğim gibi huzurumuz kaçardı dolayısıyla bilmemekte güzeldir tabi bilmek esastır... Evet bende kendimi bildim bileli cümlesini kullanırken hemen Süleyman Nazif aklıma geldi... Merhumun Hz. İsa'ya Açık Mektup diye ufak bir risalesi vardır. 1919-20-21-22'li yıllarında İstanbul'u İngilizler ve Fransızlar işgal edince vatansever bir insan olan Süleyman Nazif büyük tepki gösterdi. Kara Bir Gün makalesini yayınladı, işgal komutanı takip ettirdi işte böyle bir halet-i ruhiye içinde Hz. İsa'ya Açık Mektup diye ufak bir risale yazdı çok az bilinir bu yani Hz. İsa'nın ümmeti olduğunu iddia eden İngilizlerin ve Fransızların yaptıkları zulümlerden, işgalin ne kadar kötü olduğundan bahseden bir eserdir ve o kitaba şu cümleyle başlar Süleyman Nazif Bey: "Ben beni bildim bileli Hz. İsa Efendimize hürmet gösteririm" cümle bu ama ben beni bildim bileli hemen parantez açar estağfurullah ben kendimi hiç bilmedim der. Kendini bilmek öyle kolay değildir halbuki kendini bilen Allah'ı da bilir... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...