Şampiyon | Yusuf TURGUT
4 Video Bulunuyor
MyMecra'da yepyeni bir program başlıyor, 'Şampiyon'... Yusuf Turgut iki haftada bir birbirinden farklı konukları ağırlayıp, onların hikayelerine ortak olacak. Yusuf Turgut yürüme engelli ancak masa tenisinde Türkiye dereceleri olan sporcu bir isim. Şampiyon programının en temel özelliği de katılacak tüm konuklar engelli olacak ancak programda asıl vurgulanacak ise, her biri belli alanlarda derece yapmış isimler.
-
Cennette Koşacağımı Hayal Ediyorum - Şampiyon | Yusuf TURGUT
MyMecra’da Şampiyon rüzgarı esmeye devam ediyor. Bu bölümde konuğumuz Beden Eğitimi Öğretmeni Ramazan Sincar oldu. Şampiyon'un bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Yusuf Turgut: Senin senin ağzından kısaca tanıyabilir miyiz? Ramazan Sincar: Ben Ramazan Sincar. Beden eğitimi öğretmeniyim. Takribi 10 yıl önce bir trafik kazası geçirdim, omurilik felci oldum. Bundan önce de beden eğitimi öğretmeniydim. Hayatımı aslından Rabbim bana, kazadan önce bitirdi ve kazadan sonra bana yeni bir yaşam bahşetti. Ben bu yaşama alışmak için, bu yaşamı nasıl devam ettirebilirim diye arayışlara girdim ve yeni bir Ramazan ortaya çıktı. O yüzden ben eskiyi unuttum, yepyeni bir Ramazan Sincar'ım. Yusuf Turgut: Yeni Ramazan'ı daha çok seviyorsun o zaman? Ramazan Sincar: Ya inan daha çok seviyorum bunu canı gönülden söyleyebilirim. Yusuf Turgut: O zaman sorularımda şu vardı. Hiç yürümeyi, koşmayı özlüyor musun? Ramazan Sincar: Kesinlikle özlüyorum ama cennette koşacağımı hayal ediyorum... Hatta en çok özlediğim şey alt liglerde, amatör liglerde çok top oynadım. En çok özlediğim şey futbol oynamak, bir de secdeye kapanmak en çok özlediğim şeyler arasında geçiyor. Onları da ahir aleme bıraktım inşallah... Yusuf Turgut: Peki, kaza yaptım dedin. Kazadan sonra nasıl hissettin? Nasıl karşıladın, bu olaya nasıl baktın? Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim... -
Balık Adam: Beytullah Eroğlu - Şampiyon | Yusuf TURGUT
MyMecra’da Şampiyon rüzgarı esmeye devam ediyor. Bu bölümde konuğumuz Dünya ve Avrupa Yüzme Şampiyonu Beytullah Eroğlu oldu. Beytullah Eroğlu Kahramanmaraşlı, 26 yaşında 11 büyük madalya sahibi. Bu bölümde; Şampiyon biz geldik de senin kollar nerede diye başladı Yusuf Turgut. Beytullah; bu soruya genelde evde unuttum diyorum, baktım sevmediğim biriyse yedim diyorum. Yedim dediğimde çok tuhaf tepkiler oluyor. Özellikle çocuklar evde unuttum dediğim zaman benimkini de çıkartır mısın diyorlar. O yüzden cevabı dikkatli seçmek lazım. Yusuf Turgut: tek başına yapamadığın bir şey var mı? Beytullah, yapamadığım bir şey yok. Belki zorlandığım şeyler oluyor ama yapamadığım bir şey yok. Sizlerin yaptığı her şeyi yapıyorum. Ailemi 2016 yılında memlekete yolladım. Çünkü ailem yanımdayken yapamadığım şeyleri hiçbir zaman yapamıyordum. Çünkü benim yapamadığım şeyleri onlar zaten yapıyordu. Dedim ki onlar yanımdayken ben hiçbir zaman gelişemeyeceğim. Baktım bu iş böyle olmayacak dedim ki siz gidin. Yusuf Turgut: Nasıl oldu da spora başladın? Beytullah; ben işin aslı eğitim hayatıma ailemin zoruyla başladım. Okula başlamak zorunda olduğumu söylediler. Bana karşı büyük mücadeleler ile başladım. Ben okula başlamadan anneannem benim çocuğuma okuma yazma öğretemezler diye bana daha okula gitmeden okuma yazma öğretmişti…. Devamı bölümde… Gelin, Beraber Yürüyelim... -
Sporla Birlikte Kas Erimem Durdu - Şampiyon | Yusuf TURGUT
Yusuf Turgut iki haftada bir birbirinden farklı konukları ağırlayıp, onların hikayelerine ortak olacak. Yusuf Turgut yürüme engelli ancak masa tenisinde Türkiye dereceleri olan sporcu bir isim. Şampiyon programının en temel özelliği de katılacak tüm konukların engelli olması ve her birinin belli alanlarda derece yapmış isimler olması. Yusuf Turgut’un bu bölümde konuğu 2016 Rio Paralimpik Oyunları Şampiyonu Abdullah Öztürk oluyor. Bu bölümde başlıca şunlar konuşuldu; Yusuf Turgut: Hoş geldin şampiyon. Abdullah Öztürk: Hoş bulduk merhabalar. Yusuf Turgut: Nasılsın? Abdullah Öztürk: İyiyim. Sen nasılsın abi? Yusuf Turgut: Teşekkür ederim. Seni gördük daha iyi olduk. Şimdi benim sana hazırladığım çok sıkı sorular var. Abdullah Öztürk: Tamam. Ben de hazırım, hiç sıkıntı yok. Yusuf Turgut: Bunu biliyoruz her zaman hazırsın lakin kısaca seni, senin ağzından bir tanıyalım. Abdullah Öztürk kimdir? Abdullah Öztürk: 32 yaşındayım. Trabzon’un Of ilçesinde dünyaya geldim. Doğuştan bedensel engelliyim. Yaklaşık 14 yıldır masa tenisi sporuyla uğraşıyorum. 2-2,5 sene tekerlekli sandalye basketbol geçmişim var. Şu anda aktif olarak hala milli takımdayım. Masa tenisi milli takımındayım. İlkokul birinci sınıfı köyümüzde okudum. Birleştirilmiş sınıfta. Beş sınıfa aynı anda ders veriliyordu. Öğrenci azlığından dolayı okulumuz kapandı. Tabi arkadaşlarım yürüyor, koşabiliyor oldukları için çevre okullara gitme planları vardı. Ama benim öyle bir planım yoktu. Babam da Ankara’ya çalışmaya geliyordu sürekli. Doğan Çağlar Ortopedik Engelliler Okulu’nu gördü. O andan itibaren de ailemizle beraber Ankara’ya taşındık benim eğitimim için. Yusuf Turgut: Anne ve baba bu durum için, senin eğitimin için şehir değiştiriyor… Abdullah Öztürk: Evet Çünkü anne ve babamlar eğitime önem veriyorlardı. Sonra ilkokul, ortaokul ve liseyi burada tamamladım. Masa tenisi ile okul sayesinde tanışma fırsatım oldu. Maalesef spora çok geç başladık yaş itibariyle. Ben 16 yaşımda başladım. Aslında bir sporcunun başlama yaşı olarak çok geç günümüzde ama engelli sporlarının biraz bu tür azizliği var maalesef Türkiye’de. Son 14-15 senede engelli sporlarına ciddi yatırımlar yapılmaya başlandığı için biz de haliyle geç başladık… Devamı videoda… Gelin, Beraber Yürüyelim... -
Bizim Hayatımızı Engelliler Zorlaştırıyor - Şampiyon | Yusuf TURGUT
MyMecra'da yepyeni bir program başlıyor, 'Şampiyon'... Yusuf Turgut iki haftada bir birbirinden farklı konukları ağırlayıp, onların hikayelerine ortak olacak. Yusuf Turgut yürüme engelli ancak masa tenisinde Türkiye dereceleri olan sporcu bir isim. Şampiyon programının en temel özelliği de katılacak tüm konuklar engelli olacak ancak programda asıl vurgulanacak ise, her biri belli alanlarda derece yapmış isimler. İlk bölümde %99 engelli Alperen Alper Şampiyon'un konuğuydu. Alperen Alper %99 engeline rağmen pes etmeyi hiç düşünmeden gayretleriyle dört nala at binebilen ve Türkiye'de Para-diresaj bölümünü açtıran kişi. İlk bölümde başlıca şunlar konuşuldu; Yusuf Turgut: Merhabalar, hoş geldiniz. Biz millet olarak kahramanları hep at üstünde görmüşüzdür, at üstünde hayal etmişizdir. Alpet Tunga'dan Osman Gazi'ye bu hep böyle olmuştur. Kanuni'ler, Yavuz'lar, Fatih Sultan Mehmet'ler ve daha binlercesi... Şimdi sizi bir kahramanla, bir aşıkla, bir at sevdalısıyla tanıştıracağım, Alperen Alper... Yusuf Turgut: Ben seni ziyadesiyle tanıyorum. Alperen Eren kimdir? Senin ağzından duyalım... Alperen Eren: Alperen Alper 17.12.1985 İstanbul-Üsküdar doğumlu. Doğum anında doktor hatası yüzünden Serebral Palsi olarak dünyaya geldim. Normalde ben yatalaktım. Zaten o doğduğumuz yılların da, o günün şartlarında pek bu tarz olaylar çok bilinmediği için benim engelimin teşhisi çok yakın bir şeyde konulamadı. 2-3 yaşlarımda Serebral Palsi'nin tanısı konuldu. 2-3 yaşıma kadar bebek olduğum için zaten hareketlerimden pek anlaşılmadı. Bunun devamında, engelli ve Serebral Palsi olduğum anlaşıldıktan sonra bir fizik tedavi programı uygulanmaya başladı. Yusuf Turgut: Sen atlarla nasıl tanıştın? Bütün olay oradan sonra başladı çünkü yatalaktım dedin şimdi dört nala at koşturuyorsun... Alperen Eren: Evet, şimdi bu fizik tedaviler sayesinde önce oturmayı, işte dengede durmayı ve ayakta durabilmeyi ufaktan da olsa adımlar atmaya başladık. Atlarla tanışmam çok uzun yıllar sonra oldu. Benim çocukluğumdan beri hayvanlarla iletişimim çok iyi ama atlarla hiç tanışmamıştım. Sadece televizyonda veya işte bir yerde gördüğüm kadar, bir bilgi sahibi değildim. Benim atlarla tanışmam aslında tamamıyla tesadüfen oldu. Yakın bir dostum, abim sohbet ederken, o at sahibiydi, işte bu hafta gel çiftliğe gideceğim, seni de götüreyim dedi hem ata binersin, hem farklı bir ortam filan olur diye o şekilde çiftliğe gittik ve ben orada ilk kez atın sırtına bindim. İnanılmaz bir heyecan çünkü farklı ne bileyim altımdaki bu tekerlekli bir sandalye gibi yada bindiğimiz bir araba gibi değil yani. Çünkü altınızda devamlı hareket eden bir canlı var. Açıksa ben korktum ilk, ciddi korktum. Üç kişi atı tutuyorsa iki kişi beni tuttu. Ama birinci turu attıktan sonra bilmiyorum yani, bi bırakın dedim bakalım ne yapabiliyoruz. Baktım ki çok farklı bir şey, farklı bir diyalog, farklı bir his. Bu şekilde atlarla tanıştık... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...