Bizi İnsan Yapan İslam Medeniyetidir - Sadettin Ökten | Medeniyet Ufku

Medeniyet Ufku programıyla, Doğu ve Batı medeniyetinin akışını, bugüne gelişini ve bu gelişin nereden olduğunu ve nereye gittiğini birtakım sorular üzerinden hülasa ediyoruz. Serdar Tuncer soruyor, Prof. Dr. Sadeddin Ökten anlatıyor. Medeniyet Ufku'nun ilk bölümünde başlıca şunlar konuşuldu: Serdar Tuncer: Efendim merhabalar. MyMecra'da yeni bir program serisine başlamanın mutluluk ve heyecanını yaşıyoruz... Hoş geldiniz, safalar getirdiniz. Prof. Dr. Sadeddin Ökten Bey hocamla 'Medeniyet Ufku' programında her hafta sizlerle birlikte olacağız inşallah. Bu programda son zamanlarda yazarımızdan gazetecimize, siyasetçimizden entelektüelimize halkın her kesiminden hemen herkesin dilinden düşürmediği bir kelimeyi mevzu bahis edeceğiz. Nedir o? Medeniyet. Şimdilik 15 bölüm diye düşündüğümüz bir program silsilesinde bütün bu mevzuları A'dan Z'ye konuşmaya gayret edeceğiz inşallah... Efendim hoş geldiniz. Prof. Dr. Sadeddin Ökten: Hoş bulduk efendim. Serdar Tuncer: Medeniyet, medeniyet tasavvuru diyince neyi anlamak lazım? Bu ifade neye karşılık geliyor? Bunu konuşarak başlayalım mı efendim? Prof. Dr. Sadeddin Ökten: İnşallah. Başlayalım. Şöyle söyleyeyim, benim bu konulardaki söyleyeceğim sözlerin bilginin ötesinde şahsi arayış noktasında bir manası var. Bendeniz yetiştiğim muhit itibariyle bir terbiye aldım. Beni bir biçime soktular ki herkes öyledir zaten. Sonra yetiştiğim muhitten ki o; İstanbul, Beyazıt, orta halli bir aile ve bir sünni İslam terbiyesi... Hem cami var hem tekke var. Bir taraftan da ilim var, bilim de var bunların ikisini ayırıyorum. Bir taraftan cami var yani nezir ciheti var bir tarafında beşir ciheti var. Çok vaiz efendi dinledim, baya da şeyh baba ile bulundum, nazarlarına elhamdülillah muhatap oldum. Sonra ben bu muhitin dışına çıktım eğitim itibariyle. Beyazıt'tan Vefa Lisesi'nden ayrıldım bittikten sonra, İstanbul Teknik Üniversitesi'ne gittim öğrenci olarak orada da pozitivist bir batıyla karşılaştım... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...