Durduğunuz Yer, Gördüğünüz Şeyi Belirler - Yol Haritası | Yusuf Kaplan
Durduğunuz Yer, Gördüğünüz Şeyi Belirler - Yol Haritası | Yusuf Kaplan
Yusuf Kaplan ile “Yol Haritası fikir kapılarını zorlamaya kaldığı yerden devam ediyor. Yusuf Kaplan bu bölümde öncülerin önde gelen isimlerinden Üstad Necip Fazıl Kısakürek’i anlatıyor. Her hafta farklı konularla izleyicilerini fikir kapılarını zorlamaya davet eden Yusuf Kaplan bu bölümde öncülerin önde gelen isimlerinden biri olan Üstad Necip Fazıl Kısakürek’i işliyor. Yusuf Kaplan başlıca şunları söyledi; Yol Haritası’nın bu bölümünde öncülerin önde gelen isimlerinden Üstad Necip Fazıl Kısakürek’i işleyeceğiz. İlk önce şunu söyleyeyim; Necip Fazıl’la benim Fatih Sultan Mehmet arasında yaptığım bir karşılaştırma var. İkisini de Fatih olarak adlandırıyoruz. Biri zaten Fatih, İstanbul’u fethetmiş, ikincisi de Necip Fazıl’da bir fetih yapmış o fetih bir şekilde Cumhuriyet sürecinde, modernleşmenin özellikle zirveye çıktığı, islamla ilişkilerimizi sakatlamaya başladığı, islamın önce devletten, devletin bütün kurumlarından bir şekilde uzaklaştırıldığı sonraki süreçte de toplumdan arındırılmaya çalışıldığı bir süreçte, bütün entelejansiyasının celladına aşık tasmalı çekirgelere dönüştüğü bir ülke var Necip Fazıl’ın kendisini içinde bulduğu ortamda yani yok olmanın eşiğine sürüklenen bir ülke. Tam anlamıyla öncülerini yitirmiş bir ülke, öncü kuşaklarını yitirmiş bir ülke. Öncü kuşaklarını yitiren bir ülke, öncü kuşakları olmayan bir ülke kesinlikle geçmişini de göremez, içinde yaşadığı dünyayı da anlayamaz, geleceğe nasıl yürümesi gerektiğini de asla bilemez. Nerede durduğunu göremez, durduğu yerin neresi olduğunu göremez dolayısıyla nerede durduklarını göremeyenlerin nereye, neyle, nasıl, niçin gitmeleri gerektiğini bilebilmeleri imkansız. Durduğunuz yer, gördüğünüz şeyi belirler… Cumhuriyet ile birlikte girdiğimiz modernleşme süreci dolayısıyla laikleşme, sekülerleşme süreci tam anlamıyla islami anlam haritalarının terk edilmesi, hayatın her alanına başta devletin kendisi olmak üzere batılı anlam haritalarının değerlerinin yerleştirilmesidir, bu kadar. Necip Fazıl tam anlamıyla entelektüel olarak Akif’in aksine bizim, bu ülkenin yaşadığı sorunları derinlemesine analiz etmiş. Bu ülkenin sorunlarının nereden kaynaklandığını çok iyi çözümlemiş, yakın tarihi ile ilgili sorunları, modernleşme, sekülerleşme sorunlarını, Türkiye’nin kimlik kaybını, kişilik kaybını, tarihten silinme tehlikesini iliklerine kadar yaşamış dolayısıyla Türkiye’deki entelejansiyanın tam anlamıyla köksüz, metamorfoza uğramış, yabancılaşmış, ruhsuzlaşmış, kendini inkar eden entelejansiyanın bu ülkeyi intiharın eşiğine sürükleyeceğini görmüş ve durun ey kalabalıklar diyerek sadece kalabalıklara değil aslında esas itibariyle entelejansiyaya haykırmış biri Necip Fazıl… Devamı videomuzda… Gelin, Beraber Yürüyelim...