MyMecra
Beraber Yürüyelim / Bizi Takip Edin

Son33 | Orhan Karaağaç

12 Video Bulunuyor

Doğru nedir? Bugün doğruları ne kadar konuşabiliyoruz? Doğruyu duymaya ne kadar tahammülümüz var? Bu programda Orhan Karaağaç; alanının uzman isimler ile hiç bir yerde konuşulmayanları konuşuyor ve meselelerin doğrusu nedir, şeffaf bir şekilde ortaya çıkarıyor.

  • Şakadan Müslüman Olmayın - Ahmet Bulut | SON33

    Şakadan Müslüman Olmayın - Ahmet Bulut | SON33

    Orhan Karaağaç’ın hazırlayıp sunduğu “Son33” farklı konu ve konuklarıyla kaldığı yerden devam ediyor. Son33’ün bu haftaki konuğu Yazar Ahmet Bulut oldu. Son33’ün bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Orhan Karaağaç: Ben şunu gerçekten Ahmet Bulut Hocamın zihnindeki tabloyu merak ediyorum; gittiğini yerde ya da gördüğünüz insanla, temas kurduğunuz insanlarla namaza dair gerçekten arka planda ya da faaliyette bir farkındalık var mı? Müslümanlardan bahsediyorum hocam... Ahmet Bulut: Ne ekersek onu biçiyoruz... Gül diktiğimiz yerden buğday devşirmeyeceğiz... Toplum olarak, öğretmenler olarak, anne babalar olarak, ebeveynler olarak verdiğimiz şeyi biçiyoruz. Bendeniz bu yola ilk defa 15 yıl önce çıktığımda bir grup hocamızla namaza davet çalışması yapalım dediğimde mesela sizinde yakinen tanıdığınız bazı isimler namazın da konferansı mı olur diyenler oldu. İlk yayın evine (ismini vermeyeyim incinmesin kardeşler) kitabımı verdiğimde 3 ay beklettiler ilk kitabımda, 3 ay sonra kibarca reddettiler, dediler ki bu kategoride bizim yeterince kitabımız var şimdilik düşünmüyoruz dediler reddettiler, reddedildim ve daha sonra o redlerin tamamının lehimizde güzel gelişmelerine de şahit olduk. O reddeden yayın evi daha sonra onlarca defa hocam bize de bir kitap verir misiniz dedi, o namazında konferansı mı olur diyen bazı büyüklerimiz ya biz yanıldık, dört yıl bekledik bunun arkasından ne çıkacak diye ama ben yanıldım, yanıltan Allah'a hamdolsun, Ahmetcim bir görev olursa biz hazırız diyenler oldu. Hani iman varsa imkan vardır diye güzel bir söz var ya eğer inanıyorsanız siz yaptığınıza ve bambu ağacı gibi bu eğitim çalışmaları da belki beş yıl bekliyorsunuz ama beş yıl sonra o beş yılda elde edeceğiniz sonuçtan çok daha güzelini elde edebiliyorsunuz. Biz de hani bu namaza davet çalışmalarında tabiri caizse bambu ağacının örnekliğini yaşıyoruz... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • 30 Dakikalık Sahneyi 12 Günde Çektik - Yiğit Uçan | SON33

    30 Dakikalık Sahneyi 12 Günde Çektik - Yiğit Uçan | SON33

    Orhan Karaağaç’ın hazırlayıp sunduğu “Son33” farklı konu ve konuklarıyla kaldığı yerden devam ediyor. Son33’ün bu haftaki konuğu Kuruluş Osman dizisinin Boran Alp'i Yiğit Uçan oldu. Son33’ün bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Orhan Karaağaç: Tebrik ediyorum gerçekten Kuruluş diye bir dizi Diriliş'in devamı... Aslında işiniz çok zordu bence çünkü Diriliş çok çok zirveye çıkarttı bu işi onun arkasında ne yaparsanız belki onun gölesinde kalabilirdi ama bu riski göze alıp bugün hala o seviyeyi devam ettirebilmek, sürdürülebilir olması sizin başarınızdır yani bunu sizi bulmuşken tebrik etmek isterim. Yiğit Uçan: Eyvallah, çok teşekkür ederim. Estağfirullah bu arada. Ya bu aslında şöyle bir şey hani çünkü Diriliş'le başlayan bir konsept ve hani Türk dünyasıyla alakalı çok önemli bir iş. Bu bir bayrak devri gibiydi aslında hani değişen tek şey oyunculardı, bazı oyuncular devam etti bildiğiniz üzere... Hikaye anlatıcıları değişti sadece aslında töre ve nizam konusunda aynı şeyleri anlatmaya gayret göstermeye çalıştık, değişen sadece oyunculardı. Çok sağolsun izleyicilerimiz de bu ipi çok iyi bir şekilde göğüslediğimizi bize her zaman hissettiriyor gerek izledikleri için, takip ettikleri için, sosyal medyadaki yorumları için hepsine çok teşekkür ediyoruz, çok şükür karşılığını da görünce seyirciden bunun tarifi yok yani... Orhan Karaağaç: İlk geldi mesela böyle bir teklif, Kuruluş'ta Boran Alp olacaksın ki şu an bulunmuş olduğun yer itibari ile de çok önemli bir yeri tarif ediyorsun dizideki ikinci adam olarak görebiliriz. Bu senin üzerinde nasıl bir etki oluşturdu? Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Beş Yıl Hollywood'da Oynadım Hiç Kimse Mutlu Değildi! - Reshad Strik | SON33

    Beş Yıl Hollywood'da Oynadım Hiç Kimse Mutlu Değildi! - Reshad Strik | SON33

    Orhan Karaağaç’ın hazırlayıp sunduğu “Son33” farklı konu ve konuklarıyla kaldığı yerden devam ediyor. Son33’ün bu haftaki konuğu Oyuncu Reshad Strik oldu. Son33’ün bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Orhan Karaağaç: Sana baktığımda şöyle bir hikayeyi görünce bir soru oluşuyor kafamda... Nedir? Abi sen 5 sene Hollywood'da yaşamış ve 5 tane de film yapmış birisin sonra hayır arkadaşım ben Hollywood'da devam etmeyeceğim diyip her şeyi bıraktın ya... Bi insan Hollywood'u neden bırakır abi ya da daha özelde bir soru Reshad Strik Hollywood'u neden bıraktı? Reshad Strik: Nasıl cevap vereceğim... Bak, Hollywood iyi bir yer sadece çalışmak için ama aile yapmak için olmaz çünkü ben o kadar meşhur, tanıdığım var Hollywood'da hiç kimse mutlu değil. Çünkü onlar başka bir şey istiyor. Angelina Jolie & Brad Pitt onların her şeyi var. Neden olmadı? Olmadı... Ben her şeyi gördüm orada, herkesi tanıdım orada, 5 sene çalıştım orada önceden ben Avustralya'da çalışıyordum ben her şeyi gördüm ama aile olmak için olmaz. Bir de çok meşhur insan, yıldızlar, çocuklar tanıdım. Ben söyledim benim çocuklar burada doğum, büyütmek için istemiyorum. Orhan Karaağaç: Biraz bunları açalım abi... Şimdi şöyle, eve Hollywood aile için uygun değil dediniz de bi önceki mevzudan almak isterim... Mesela Brad Pitt, Tom Cruise, Angeline Jolie mutlu değiller dediniz... Bu aradıkları şey sizce neydi, siz adını nasıl koydunu abi? Niye mutlu değillerdi? Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Şiir İnsanı Çok Önemli Bir Alana Davet Ediyor - İbrahim Sadri | SON33

    Şiir İnsanı Çok Önemli Bir Alana Davet Ediyor - İbrahim Sadri | SON33

    Orhan Karaağaç’ın hazırlayıp sunduğu “Son33” farklı konu ve konuklarıyla kaldığı yerden devam ediyor. Son33’ün bu haftaki konuğu İbrahim Sadri oldu. Son33’ün bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Orhan Karaağaç: İbrahim Sadri dediğimizde bizim aklımıza ve gönlümüze şiir gelir, ve şiirlere ruh üfleyen, ses veren adam olarak gelir ama son yıllarda İbrahim Sadri'yi biz haber ekranında görüyoruz... Şiire gönül veren biri için haber biraz zor olmuyor mu abi? Sert ve zor?... İbrahim Sadri: Zor oluyor tabi de ama ben aslında televizyoncuyum, televizyon programcısıyım ya da televizyon sunucusuyum, televizyonda da şiir okuyordum falan... Dolayısıyla bu benim mesela hiç bilmediğim ya da hiç yapmadığım bir iş değildi. Ben yıllarca, 94 yılından itibaren televizyon programları hazırladım, sundum, içinde şiirler okudum falan ama şimdi yaptığım, şu anda son 6-7 yıldır yaptığım şey doğru aslında haber ağırlıklı bir program sunuyorum ama yine de onu olabildiğince yumuşatarak işte hafta sonuna uygun bir hale getirerek yapmaya çalışıyoruz, çabalıyoruz. Beni rahatsız etmiyor yani ben seviyorum işimi. Canlı yayın olsun farketmez bana domates, biber getirelim onları anlat de anlatırım yani... Şiiri ise ben zaten hiç bırakmadım, o hem var sadece televizyonda şiir an itibari ile yok sahnede devam ediyor, radyoda devam ediyor, televizyonda da işte yine aralara derelere şiirler okuyarak onu biraz kendime benzetmeye çalışıyorum, çabalıyorum. Bana sorduklarımı zaman sen haberci misim diye hayır ben haberci değilim, ben televizyon programcısıyım ama dediler ki sen bize hafta sonu haber oku okuyorum yani... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Eren Komiser Çok Gerçek! Yakında Tayinimi Çıkartacaklar - Uğur Aslan | SON33

    Eren Komiser Çok Gerçek! Yakında Tayinimi Çıkartacaklar - Uğur Aslan | SON33

    Orhan Karaağaç’ın hazırlayıp sunduğu “Son33” farklı konu ve konuklarıyla kaldığı yerden devam ediyor. Son33’ün bu haftaki konuğu Dizi Oyuncusu Uğur Aslan oldu. Son33’ün bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Orhan Karaağaç: Abi bir haftada kaç çekim oluyor? Nasıl, çekimler yoğun geçiyor mu? Uğur Aslan: Yoğun tabi haftanın beş günü falan çalışıyoruz. Beş gün dolu dolu çalışıp iki gün istirahat etme şansımız oluyor. Orhan Karaağaç: Ama şu biraz evvel girelim tabiden anladığım kadarıyla siz mevzulara yönetmenden filan önce giriyorsunuz abi. :) Uğur Aslan: Yönetmen bizi hazır görmek istiyor sette haklı olarak çünkü bütün setup kurulmuş oluyor falan... Sizin artık naz etmemeniz gerekiyor, hazırlanıp bir an önce oraya gidip hatta zaten hazırlanmış olarak oraya gitmenizi bekler sizden her zaman biz de bodoslama dalıyoruz içeriye. Orhan Karaağaç: Tebrik ediyorum ama çok tatlı bir iş oldu. Güzel ve tatlı, hakikatli bir iş oldu. Eren komiser ise zaten... :) Uğur Aslan: Başım belada Eren komiserle ya. :) Bu işten sonra tayinimi bi yere çıkarırlar benim bak ben sana söyleyeyim. :) Bu diziden sonra zorunlu göreve gideceğim doğu görevine :) Orhan Karaağaç: İzleyici neden bu kadar sevdi Eren komiseri? Uğur Aslan: İçten, samimi, dengeli, dürüst, mesleğine tutkulu falan bi adam böyle... Sağı solu yok Eren'in çok dümdüz bir adam. Hani şey vardır ya böyle "Abi adamı bi tanıdım 40 yıldır tanıyorum gibiyim" falan... O adamlardan biri Eren. Dolayısıyla izleyici bakarken böyle çok yakınında birine tanıklık ediyor aslında onda. Bi o tarafı var Eren'in, çok sevilmesinin sebeplerinden biri o. Bir diğeri de sanırım biraz şey oldu ya Orhan, izleyicinin gözü oldu Eren... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • ABD'li Yazar Nasıl Müslüman Olduğunu Anlattı - Najla Tammy Kepler | SON33

    ABD'li Yazar Nasıl Müslüman Olduğunu Anlattı - Najla Tammy Kepler | SON33

    Orhan Karaağaç’ın hazırlayıp sunduğu “Son33” farklı konu ve konuklarıyla kaldığı yerden devam ediyor. Son33’ün bu haftaki konuğu ABD'li Yazar Najla Tammy Kepler oldu. Son33’ün bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Orhan Karaağaç: Sizi tanımış olmaktan çok memnunum kendi adıma, gerçekten. Najla Tammy Kepler: Allah razı olsun. Orhan Karaağaç: Sizinle bir program yapacak olmaktan da çok mutluyum. Najla Tammy Kepler: Estağfurullah. Allah razı olsun. Bilmukabele. Orhan Karaağaç: Daha önce hiç Amerikalı bir hanımefendi ile program yapmamıştım. Najla Tammy Kepler: Elhamdülillah bir ilk. Orhan Karaağaç: Ama şeyde buluşabiliyoruz, bu çok güzel galiba evrensel de bu; Elhamdülillah. Najla Tammy Kepler: Zaten bizi bağlayan bu. Yani Allah nasip etmeseydi hiç bir fırsat olmazdı MyMecra'da olmak. İmkansız. Orhan Karaağaç: Sizinle bizi buluşturan yani Najla hanımı Elhamdülillah dedirten sebepleri merak ediyorum. Aslında bu sebepler çok önemli benim için bugün. Biraz buraları konuşalım. Elhamdülillah demek insanı rahatlatıyor mu? Najla Tammy Kepler: Burada fark ettim, müslüman olduğumda ilk tanıştığım müslümanlar Elhamdülillah diyorlardı bir de bunu onaylıyorlardı. Lütfen bunu de diyorlardı. Allah'ı unutma, şükret filan diyorlardı. Müslüman olmadan önce içimde Elhamdülillah varsa diyemem. Neden? Çünkü yani aşırı dindar, fanatik olursun yani Amerikan toplumda ne din, ne de siyaset konuşmaması lazım çünkü insanları rahatsız edersin öyle bir kültürden geliyorum ama içimde şükr etmek ihtiyacı var, Elhamdülillah. Hele de müslüman olunca Elhamdülillah ile de bitmedi yani Bismillah ile başladı oradan da yani öyle dualar var ki tam demek istediğim şey zaten Peygamberimiz (s.a.v) dedi Elhamdülillah ve ondan örnek alarak biz de aynı şeyi diyebiliriz ve Allah bundan memnun olduğunu kabul ediyor kesin bilebiliriz... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Mesele Gazali Değil, Babası - Hür Mahmut Yücer | SON33

    Mesele Gazali Değil, Babası - Hür Mahmut Yücer | SON33

    Orhan Karaağaç’ın hazırlayıp sunduğu “Son33” farklı konu ve konuklarıyla kaldığı yerden devam ediyor. Son33’ün bu haftaki konuğu Hür Mahmut Yücer oldu. Son33’ün bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Orhan Karaağaç: Biz evladımız olsun çok isteriz. Allah onun yokluğunu yaşatmasın çünkü yokluğu başka da bir imtihandır, bi taraftan da mal varlığı sahibi olmak isteriz ama Allah bu iki müjdeyle beraber bi taraftan da ikisiyle de imtihan olabileceğimizin de şerhini düşüyor gibi... Bunu nasıl anlamalıyız? Hür Mahmut Yücer: Yani zor bir soru aslında... Biz hep şey olarak vaaz kürsüsünde falan o imtihanı bela, musibet gibi düşünüp ona karşı gardımızı almaya çalışırız falan ama aslında bu bir uyarı. Çok uzun vadeli yani 10 yıl, 20 yıl, 100 yıl, 200 yıl değil çok uzun vadeli bir dönem için uyarı... Ebu Hamid Gazali... Biz Gazali'nin kendisine odaklanırız da babasına pek odaklanmayız ama bizim yazılı kültürümüzde de vardır. Allah onun babasına rahmet eylesin, validesine rahmet eylesin... Şimdi, Gazali'den dolayı babası rahmeti çekiyordur, babasına rahmet vesilesidir, babasının kurtuluş vesilesi çocuğudur orada ya da Allah onu kahreylesin, ona sebep olanları da kahretsin gibi... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Gençleri Rahat Bıraksak Çiçeklenecekler - İsmail Kılıçarslan | SON33

    Gençleri Rahat Bıraksak Çiçeklenecekler - İsmail Kılıçarslan | SON33

    Orhan Karaağaç’ın hazırlayıp sunduğu “Son33” farklı konu ve konuklarıyla kaldığı yerden devam ediyor. Son33’ün bu haftaki konuğu İsmail Kılıçarslan oldu. Son33’ün bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Orhan Karaağaç: Abi bunu biz çok dillendiriyoruz, konuşuyoruz gelen konuklarımızla işte özellikle gençler dinden uzaklaşıyor mu? Deist oluyorlar mı? Din ile aralarında bir mesafe mi var şeklinde... Abi niye gençler deist oluyor diye bir vaveyla var? Niye gençler deist oluyor? Gençler elden gidiyor, din elden gidiyor diye bir söylem... İsmail Kılıçarslan: Bu araştırmada beni en çok alakadar eden şey şu oldu, bu hocalara rağmen, bu din anlatıcılarına rağmen, bu din bezirganlarına rağmen, televizyona çıkıp islam evrime uygun mudur değil midir diye tartışıp ortaya hiç bir gerçeğin çıkmayacağını bile bile sadece reyting uğruna bunu yapan adamlara rağmen memleketteki deist delikanlı, deist genç kız sayısını çok az buldum, ben daha korkunç bir sonuç bekliyordum çünkü insan bunlara bakıp, bunların anlattığı dine, bunların pazarladığı dine, bunların bezirganlık yaptığı dine, bunların reyting savaşlarına, bunların tüccarlığına... Orhan Karaağaç: Bunlar derken cami imamlarını mı kastediyorsunuz, ekranda dolaşan hocaları mı kimi kastediyorsunuz? İsmail Kılıçarslan: Hayır abi, hayır. YouTube hocalarını kastediyorum. YouTube'da vaaz verdiğinde Allah'ın dinini kurtardığını zanneden bütün gerizekalıları kastediyorum. Madem sordun söyleyeyim. YouTube'dan Allah'ın dini kurtarılmaz. Allah'ın dini kurtarılmak için bir kurtarıcı beklemez, Allah'ın dini zaten kendisine tutunanı kurtarır. Sen Allah'ın dinini kurtaramazsın, sen kimsin de Allah'ın dinini kurtarıyorsun! Sen ancak insanların belki, bir ihtimal insanların imanını kurtarmasına vesile olabilirsin. Allah'ın dinini kurtarıyorum diye kasım kasım kasılan, biz olmasak var ya param parça ederler bu islam dinini diye... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Hayat Romanlardan Daha Saçma - Tarık Tufan | SON33

    Hayat Romanlardan Daha Saçma - Tarık Tufan | SON33

    Orhan Karaağaç’ın hazırlayıp sunduğu “Son33” farklı konu ve konuklarıyla kaldığı yerden devam ediyor. Son33’ün bu haftaki konuğu Yazar Tarık Tufan oldu. Son33’ün bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Orhan Karaağaç: Kitabınız hayırlı olsun. Geç Kalan... Doğan kitaptan. Herkes kendi kuyusunu kalbinde taşır... Bu ifade sizin çok değer verdiğiniz bir ifade olsa gerek... Tarık Tufan: Hissettiğim bir ifade diyelim... Yani benim değer ölçümle çok şey ifade etmeyebilir ama hissettiğim bir şey... Kuyu metaforu tabi çok şeydir yani metafizik karşılığı, gerilimi yüksek bir metafordur. Çok kullanılır, farkındayım fakat çok kullanılması zaten meseleyi iyi anlatmasıylada ilgili bir şeydir. Meseleyi anlatmada bu kadar güçlü bir metafor olmasaydı bu kadar çok sık kullanılmazdı zaten. Dolayısıyla bildiğimiz bir takım kuyular da bir sürü filimde mesele çok güçlü bir figür olarak yer alır. Onların da tabi sırtını yasladıkları başka mitolojiler, peygamber kıssaları vesaire filan var tabi doğal olarak... Tabi buradaki beni eykileyen şey biz hep kuyuyu dışarlıklı bir şey olarak algılıyoruz, başka bir yerde ve oraya gidersen onun içine düşme tehlikesi yaşarsın... Orhan Karaağaç: Ve görme ihtiyacı hissediyoruz... Yani somut olarak bir kuyunun varlığını bilelim ve görelim istiyoruz ama siz burada bizi daha özel bir alana davet ediyorsunuz... Tarık Tufan: Çünkü Geç Kalan'ın temel meselesi çok özel bir yere dokunmaya çalışıyor, hikayesi böyle bir şey... Oradaki dil okuru da böyle çok kendi içinde çok mahrem bir yere çağırıyor. Orada beraber yürüme, düşünme... Çünkü Geç Kalan'ın karakterinin içinde yürüyoruz ve orada hafızanın içinde sıçramalar yaşamaya başlıyoruz yani bir karakterimiz var ve o karakter bir sabah gözlerini sahilde bir yerde açıyor, bir süre sonra sahilde bir ölü at vurduğunu görüyor sahile ve tuhaf bir karşılaşma anı sahilde ölü bir at... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Tükenmezle Kitap Okuyanı Kurşuna Dizerim! - Yusuf Kaplan | SON33

    Tükenmezle Kitap Okuyanı Kurşuna Dizerim! - Yusuf Kaplan | SON33

    Orhan Karaağaç’ın hazırlayıp sunduğu “Son33” farklı konu ve konuklarıyla kaldığı yerden devam ediyor. Son33’ün bu haftaki konuğu Yusuf Kaplan oldu. Son33’ün bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Orhan Karaağaç: Hocam, ayrıntılara bile çok dikkat eden bir Yusuf Kaplan var karşımda... Yusuf Kaplan: Tabi. Medeniyet... Medeniyet ayrıtılarda gizlidir. Ayrıntılara özen gösterebildiğiniz zaman özün, özünü yitirmemesi konusunda çok büyük mesafe katedersiniz. Hayat ayrıntılarda gizli aslında yani en küçük ayrıntı, parça bütünün ruhunu yansıtmalı. Eğer bütünün ruhunu yansıtabiliyorsa parça, o bütün yıkılmaz, yıkılamaz! Yani parçada kendisini tezahür ettiren bütün, ilahi olanla beşeri olan arasındaki ilişkiyi de yansıtır bize yani ilahi olan ve beşeri olan insan değil mi? Yaratan ve yaratılan... Buradaki ilişki ne? Özellikle insandan yola çıktığımızda insan Allah-u Teala'nın bütün isimlerinin ve sıfatlarının mazhargahı yani kainatın da bir parçası... Orhan Karaağaç: İnsan burada ayrıntı mıdır bütün müdür hocam? Yusuf Kaplan: Hem ayrıntı, kendisi bizatihi ayrıntı ama aynı zamanda ruh üflendiği için de o bütünü bütün hücreleriyle yansıtan bir ruhtur aynı zamanda. Bu çok önemli bir soru. Ama bu parça bütün ilişkisi bizim için çok önemli bir şey çünkü medeniyet fikrini anca o şekilde hayata geçirebilirsiniz. Ne diyelim? Mesela medeniyet fikrinin temelinde tevhid vardır. Tevhidin görünümlerini işte sanata, siyasete, estetiğe, sosyal hayata falan yansıta bildiğiniz zaman, mimariye yansıta bildiğiniz zaman o zaman medeniyetin yaşadığında ve yaşattığından söz edilebilir... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Dindarlığımız (!) Artarken Ahlakımız Zayıflıyor - İlhami Fındıkçı | SON33

    Dindarlığımız (!) Artarken Ahlakımız Zayıflıyor - İlhami Fındıkçı | SON33

    Orhan Karaağaç’ın hazırlayıp sunduğu “Son33” farklı konu ve konuklarıyla kaldığı yerden devam ediyor. Son33’ün bu haftaki konuğu İlhami Fındıkçı oldu. Son33’ün bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Orhan Karaağaç: Hocam, bir değerler eğitimcisi karşımda. Ben şöyle bir şeyi merak ediyorum; Dünyanın çivisi çıktı mı? diye bir son zamanlarda aklımda soru var çünkü gördüğüm bazı şeyler ya bu da mı olmalıydı, bu da mı olmalıydı?... Dün bir haber gördüm, iki erkek kardeş miras davası yüzünden bir ablasını traktörün altında ezdi! Yani yaralandı hanımefendi ve miras davası... Dedim ki yahu dünyanın çivisi çıktı! Çünkü bu olabilecek bir şey değil. Anne karnında dokuz ay beraberdiniz, tamamen aynı evde büyüdünüz belki aynı tabaktan yemek yediniz, aynı kaşıktan yemek yediniz filan filan filan... Günün sonunda bir miras yüzünden ve öldükten sonra kimseye kalmayacak bir miras yüzünden iki erkek kardeş ablalarını traktörün altında ezdiler... İlhami Fındıkçı: Evet, ne acı dimi?... Şöyle yani tabi nereden baktığımıza bağlı... Dünyanın çivisi çıktı! Gördüğümüz olaylar, yaşantılar bilhassa aile içinde bireylerin birbiriyle yaşantıları her gün nereye gidiyoruz diye düşündürüyor. Şimdi bu örneği kendime o kadar yakın hissettim ki biliyorsunuz yıllardır aile şirketlerinin içindeyim. Onların sorunlarını, onların aile ve işletme arasında yaşanan sıkıntılarını çözmeye çalışan ekibimizle beraber iş yapıyoruz, danışmanlık yapıyoruz... Emin olun hiç bir dönemde bu kadar aile içi, aile bireyleri arasındaki maddi kavgaya maddi kavgaya biz şahit olmamıştık. Nasıl kavga bu?... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • İstanbul Sözleşmesine Başından Beri Karşıydım! - Hilal Kaplan | SON33

    İstanbul Sözleşmesine Başından Beri Karşıydım! - Hilal Kaplan | SON33

    Orhan Karaağaç’ın hazırlayıp sunduğu “Son33” farklı konu ve konuklarıyla kaldığı yerden devam ediyor. Son33’ün bu haftaki konuğu Hilal Kaplan oldu. Son33’ün bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Orhan Karaağaç: Kitabınız hayırlı olsun. Hilal Kaplan: Çok teşekkür ederim. Orhan Karaağaç: Böyle dikkat çeken bir kitap. "Ailenin Adı Yok" Bizim konuştuğumuz ama sizin cesur bir şekilde eleştirel yaklaştığınız kitap. Yılın kitap ödülünü aldı bu yüzden de tebrik ediyorum. Hilal Kaplan: Çok teşekkür ediyorum, sağolun. Orhan Karaağaç: Kitabı 2 defa okudum. Birincisinde okudum, ikincisinde altını çizdim. Ak Parti politikalarını benimsemiş bir Hilal Kaplan var karşımda ama kitapta benim dikkatimi çeken sanki Ak Parti'nin aile politikasını ufaktan bir eleştirel bakış var gibi... Hilal Kaplan: Ufaktan da değil baya aslında açıkça eleştiriler var kitapta :) Orhan Karaağaç: Ama ödülü sayın Cumhurbaşkanımızın elinden aldınız. Sayın Cumhurbaşkanımız ya Hilal bu kadar da vurmasaydın falan dedi mi öyle bir şey? :) Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...