MyMecra
Beraber Yürüyelim / Bizi Takip Edin

Son33 | Orhan Karaağaç

12 Video Bulunuyor

Doğru nedir? Bugün doğruları ne kadar konuşabiliyoruz? Doğruyu duymaya ne kadar tahammülümüz var? Bu programda Orhan Karaağaç; alanının uzman isimler ile hiç bir yerde konuşulmayanları konuşuyor ve meselelerin doğrusu nedir, şeffaf bir şekilde ortaya çıkarıyor.

  • Modern Tıbbın Çıkmazı Nedir? - Muammer Yıldız | SON33

    Modern Tıbbın Çıkmazı Nedir? - Muammer Yıldız | SON33

    Orhan Karaağaç’ın hazırlayıp sunduğu “Son33” farklı konu ve konuklarıyla kaldığı yerden devam ediyor. Son33’ün bu haftaki konuğu Dr. Muammer Yıldız oldu. Son33’ün bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Orhan Karaağaç: Şimdi, Muammer Yıldız Hocam çok şahsına münhasır bir insan biz dışarıdan öyle görüyoruz, muhakkak da öyle olduğunu biliyoruz. Alternatif tıp ile uğraşıyorsunuz... Fitoterapi mi diyorsunuz hocam siz uzmanlık alanınıza? Muammer Yıldız: Tabi, fitoterapi. Orhan Karaağaç: Ben sizinle alakalı metinler okuduğumda alternatif tıbbın öncülerinden olarak lanse ediliyor... Muammer Yıldız: Şöyle, 22 yıl önce başlamış olmak, ilk bunları söyleyen ben değildim ve hatta hiçbir şeye ilk demek doğru bir şey değildir çünkü güzel bir şiir yazsanız bile o güzel sözü sizden önce söyleyen vardır. Onun için hiçbir şeye, siz güzel bir söz söylediniz; Dervişin beni yoktur. Dilinden beni bitirendir, kalbinden de enaniyeti bitirendir. Dilinde o beni niçin bitirir? Çünkü derviş haddini bilir, Allah'ı bilir, eşyayı bilir. Onun için enesi kalmayan kişidir derviş... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Ailede Huzursuzluk Neyden Kaynaklanır? - Saliha Erdim | SON33

    Ailede Huzursuzluk Neyden Kaynaklanır? - Saliha Erdim | SON33

    Orhan Karaağaç’ın hazırlayıp sunduğu “Son33” farklı konu ve konuklarıyla kaldığı yerden devam ediyor. Son33’ün bu haftaki konuğu Uzm. Aile Danışmanı Saliha Erdim oldu. Son33’ün bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Orhan Karaağaç: Hocam, şimdi sizinle bu program daveti süresince bi kaç konuşmamız oldu mesajlaşmalarda filan... Böyle çok nazenin bir duruşunuz var. İzliyorduk zaten ama yakında da bu duruşun aynısını almak bizi ayrıca heyecanlandırdı. Benim aklıma şöyle muzip bir soru geliyor. Saliha Hocam hiç sinirlenmez mi? Hiç kızmaz mı? Çünkü o kadar munis bir duruş varki karşımda... Saliha Erdim: Kızıyorum. Sinirleniyorum. Bir seferinde ben Allah'ın ikramıyla bir şey yaşadım. Ne olduğunu hatırlamıyorum, hangi sebeple bunu yaşadığımı hatırlamıyorum ama evedeyim, birden gözüm döndü, bu Saliha Erdim'in içinden bir canavar çıktı ve ben onu asla tanımıyorum ve o asla ne bir kural, ne bir sınır, ne bir şey tanımıyor... O anda elime herhangi bir şey geçmişse talihsizliğinin günüdür, onu imha edebilirim. Muhtemelen 1 saniye falan sürdü bu ondan sonra normale döndüm bu neydi dedim, ben ne yaşadım? Bununla Allah bana şunu öğretmiş olabilir: Bir, kendine güvenme her an, her hale gelebilirsin. İki, böyle olanları anla. O esnada önüme çocuğum mu gelmiş, eşim mi gelmiş hiç affetmezdim camdan aşağı atabilirdim. O esnada zarar verebilirdim. Samimi söylüyorum ben ömrümde böyle bir duygu yaşamadım, bu bedenden bir canavar çıktı demekki insan böyle oluyormuş... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Mutluluk Felsefeniz Yanlış Olabilir - Nevzat Tarhan | SON33

    Mutluluk Felsefeniz Yanlış Olabilir - Nevzat Tarhan | SON33

    Orhan Karaağaç’ın hazırlayıp sunduğu “Son33” farklı konu ve konuklarıyla kaldığı yerden devam ediyor. Son33’ün bu haftaki konuğu Prof. Dr. Nevzat Tarhan oldu. Son33’ün bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Orhan Karaağaç: 40 yıllık bir alanda uzmanlaşmış birini bulmuşken şunu sormak isterim ve Türkiye ölçeğinde bir okuma yapmak istiyorum. Yılları 10'ar dilimlere ayırsak mesela 80-90-2000-2010-2020 yıllarında en çok popülasyon, sosyolojik olarak karşılaştığınız hastalıklar hangileri oldu? Psikolojik hastalıklardan bahsediyorum. Prof. Dr. Nevzat Tarhan: İsterseniz onu ben 70 yılına alayım 50 sene öncesine. Bak 1970'de ben Kuleli Askeri Lisesini bitirdim. Bitirdikten sonra üniversiteye geldim. Üniversitede 12 Mart Muhtırası oldu tam o dönem. Bi anda askeri yönetim oldu, öyle bir şeyde ben üniversite öğrencisiyim. Böyle bir dönemdeki sorunlar neydi o zamanda? Tam öğrenci olduğumuz zaman İstanbul üniversitesinin içine düştük. Yurtta küçük bir mescid vardı mescidi pat diye kapattılar. Ben de o dönemde tam böyle hayat nedir? Varoluş nedir? bu soruları soruyordum ve bununla ilgili kitaplar okuyordum, oraya da arada bir takılıyordum... Kapatınca ya dedim ben bunun siyasetle ilgisi yokki burada bunun dedim yani ve bana bir korgeneral böyle demişti bi telefon edeyim söyleyeyim ona dedim. Düşün o zaman 18 yaşımdayım daha. Telefon ettim, randevu istedim, verdi, gittim korgenerale. Dedim ibadetimizi yapmak suç mu dedim, devlet buna niye karışıyor dedim o zaman? Ben üniversite bu gibi konulara ilgi duymaya başladım, niye engel oluyorsunuz dedim? Adam güldü. Yanınında da kurmay albay vardı ikisi birbirine bakıp güldüler. 50-55 yaşında emekli olursun, emekli olduktan sonra namazını kıl ne uğraşıyorsun şimdi senin için çok erken dedi. Baktım beni makaraya sarıyorlar... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Dünyayı Google Yönetiyor - Said Ercan | SON33

    Dünyayı Google Yönetiyor - Said Ercan | SON33

    Orhan Karaağaç’ın hazırlayıp sunduğu “Son33” farklı konu ve konuklarıyla kaldığı yerden devam ediyor. Son33’ün bu haftaki konuğu Said Ercan oldu. Son33’ün bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Orhan Karaağaç: Şimdi, Said Ercan paylaşımlarında ya da konferanslarında şunu duyuyoruz, görüyoruz. Küresel İklim denilen, son zamanlarda öne çıkartılan şeye farklı bir yerden bakıyor. Kovid'e farklı yerden bakıyor, K-Pop'a çok çok başka yerden bakıyor hatta sizden başka kimse bakmıyor. Abi şöyle temel bir soru soracağım, bunları farklı yerden bakmayı bakmak için mi yapıyorsunuz? Yani daha net ifade edeyim, dikkat çekmek için mi yapıyorsun abi yoksa hayır arkadaş, bir tehlike var da insanlar, kitleler uyuşturuldu biz göremiyoruz da bişeyler mi görünüyor? O görünen şey nedir? Niye buna böyle bakıyorsunuz abi? Said Ercan: Şimdi, uyku tek başına yapıldığı zaman keyiflidir ama topluluk halinde yapıldığı zaman sizi bir uyandıran olmayana kadar kötüdür. Ben biraz da aslında bu uyutulmuşuz zaman içerisinde. ben onu küreselciler olarak kavramsallaştırıyorum. Herkes başka bir şey diyor da ben küreselciler diyorum. Niye küreselciler diyorum? Dünyayı küresel bir devlete doğru götürüp, tek bir dünya devleti oluşturmayı ve burada da daha azınlık, işte onlar 500 milyon diyorlar. 500 milyonluk bir nüfusla dünyayı idare etme gibi bir planları var bunu da gizlemiyorlar zaten. Yani yeni dünya düzeni (New World Order) diyorlar yani artık bunu doların üzerinde bile yazıyor... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Rap Poplaştığı için Popülerleşti - Resul Aydemir | SON33

    Rap Poplaştığı için Popülerleşti - Resul Aydemir | SON33

    Orhan Karaağaç’ın hazırlayıp sunduğu “Son33” farklı konu ve konuklarıyla kaldığı yerden devam ediyor. Son33’ün bu haftaki konuğu Rap Müzik Sanatçısı Resul Aydemir nam-ı diğer 'Misal' oldu. Son33’ün bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Orhan Karaağaç: Şimdi sen rap müziği yapan ve profesyonel yapan birisin. Ben burada şunu öğrenmek istiyorum senden; rap müziğin piyasa haline dönüşmesinin ne gibi bir sakıncası olabilir? Resul Aydemir: Kendi orijinal haliyle piyasa haline dönüşme şansı yok rap müziğin, olmadı da yıllarca. Çünkü bir mesaj var... Orhan Karaağaç: Bizim son dönemlerde rap müziğe karşı alakamızın sebebi ne olabilir? Resul Aydemir: Rap isyan olduğu için insanlar dinlemeye başlamadı. Rap eğlenceli hale geldi millet de isyankar bir tavırda bari burada rahat edeyim... Son zamanlarda bak hep harekete geçiren, vücudu harekete geçiren, kafa sallatan, kopartan parçalar var ve bu parçalarda millet eğleniyor işte... Orhan Karaağaç: Rapçiler niye birbirlerine karşı çok sertler? Resul Aydemir: Çok eski bir müzik değil rap müzik biliyorsun, genç bir müzik, 40-50 yıllık bir müzik. Tupac ve Biggie dediğimiz rapin ana üstadları var. Bunlar ikisi çok iyi dostken birbirlerine diss attıktan sonra daha çok dünyada tanınmaya başladılar. Onlar prim için mi yaptı bilemem ama burada sosyal ve prim tarafını dünyadaki rapçiler de gördü salak değil dedi ki önce kendime bir düşman üretmem lazım... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Bu Genç Kalma Çabamız Neden? - Senai Demirci | SON33

    Bu Genç Kalma Çabamız Neden? - Senai Demirci | SON33

    Orhan Karaağaç’ın hazırlayıp sunduğu “Son33” farklı konu ve konuklarıyla kaldığı yerden devam ediyor. Son33’ün bu haftaki konuğu 'Senai Demirci' oldu. Son33’ün bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Orhan Karaağaç: Şimdi, karşımda hem bir psikoterapist hem de insana dair bir çok alanda şiirden tutun düz yazıya kadar bir çok alanda cem etmiş biri var. İnsanın tekrar bugün geldiğimiz noktada doğallık arayışını ama böyle bariz bir doğallık arayışını neye bağlıyorsunuz? Senai Demirci: Yapmacıklık bitiriyor. Yani orada jilet görüyorsun ya onun kurgu olduğunu artık okumaya başladın. İlk başlarda hoşumuza gidiyordu o. 90'larda, 80'lerde o şeyden kaçıyorduk, oradan ses çıkmasın, buradan ışık gelmesin, etrafta tıkırtı olmasın böyle kılçıksız balık gibi hayır adam kılçıklı seviyor. Balık orada dursun, kendisi çıkartsın... Ben şey yapıyorum mesela küçük fragmanları hazırlarken adamla teorik bir şey konuşmuşum böyle nasihat etmişim ya da o bana anlatmış... Yürüyoruz şimdi ya buradan atlar mıyız falan ya diyorum bi dere var orada diyorum ki illa bunu da alacaksın diyorum bunu koyun Reels'a ya da IGTV'ye O 30-60 saniyelik şeyin içerisine. Kur'an'ın üslubu da böyle... Kur'an üslubunda böyle bir şey yok bütün insani tortular oradadır. Orhan Karaağaç: Fıtri olan da bu o zaman? Senai Demirci: Tabi doğru olan o. Yine de bir çeki düzen vereceksin tabiki de düşünmek lazım üzerinde... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Kurtlar Vadisi'nin Selvi Çakır'ı Tesettürle Nasıl Buluştu? - Fatma Büşra Ayaydın | SON33

    Kurtlar Vadisi'nin Selvi Çakır'ı Tesettürle Nasıl Buluştu? - Fatma Büşra Ayaydın | SON33

    Orhan Karaağaç’ın hazırlayıp sunduğu “Son33” farklı konu ve konuklarıyla kaldığı yerden devam ediyor. Son33’ün bu haftaki konuğu 'Fatma Büşra Ayaydın' oldu. Son33’ün bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Orhan Karaağaç: Sizin oyunculuk kaç yıl sürdü? Fatma Büşra Ayaydın: 7-8 yaşlarında başladım 21 yaşında da işte tesettürle beraber son projede yer aldım. Yani yaklaşık işte 14 yıl falan. Orhan Karaağaç: Peki ilk böyle oyunculuk başlama kararı süreci nasıl olmuş? Fatma Büşra Ayaydın: Annemin sayesinden oldu. Aslında çocukluktan beri fark etmiş işte taklit yeteneğimi, kafasına koymuş o zaman da cast ajansları falan var. Bi gün radyoda bi cast ajansının numarası geçiyor, not alıyor babama söylüyor babam hayatta o kafada olan biri değil hayır falan diyor. Annem söylemeden gidip yazdırıyor. Yazıldıktan sonra herhalde 1 sene sonra falan böyle bir telefon gelmiş anneme, işte biz Kurtlar Vadisi diye bir mafya dizidi çekiyoruz. Oktay Kaynarca, İpek Tenolcay var. Kız olarak da Büşra'yı tip olarak çok uygun gördük ve görüşmeye çağırıyoruz. Tabi adamlar çağırıyor ama hani reklam falan asla öyle bir şey yok annem de biri benimle dalga geçiyor diye adamların yüzüne telefonu kapatmış. Aradan çok geçmedi sonra bizim akrabalardan biri tabi biz anlattık bu durumu akrabalar demeye başladı ya gerçekten böyle bir mafya dizisi başlıyor, tabi o zaman biz bi şey yaptık hakikaten böyle bir şey varmış diye sonra gittik görüşmeye. Bir sürü çocuk oyuncu var bana nasip oldu. İlk piyasaya yani Kurtlar Vadisi ile nam-ı diğer Çakır'ın kızı olarak girdim. Orhan Karaağaç: Fatma Büşra Ayaydın kaç yaşında tesettüre girdi? Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Günümüzde Sanatçılar Neden Muhaliftir? - Ahmet Şafak | SON33

    Günümüzde Sanatçılar Neden Muhaliftir? - Ahmet Şafak | SON33

    Orhan Karaağaç’ın hazırlayıp sunduğu “Son33” farklı konu ve konuklarıyla kaldığı yerden devam ediyor. Son33’ün bu haftaki konuğu 'Ahmet Şafak' oldu. Son33’ün bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Ahmet Şafak: Müzik dediğimiz şeyin içerisinden konuşuyoruz, müzikten konuşuyoruz ama sadece müzik değil hayatın içerisinde mesela benim öteden beri büyük harflerle yazdığım, altını kırmızı kalemle çizdiğim bir manifesto var. Ya kardeşim her sanatçı aynı zamanda bir vatandaştır ya. Her sanatçı vatandaştır ve insandır. Dolayısıyla sanatçıdır, ne yapsa yeridir... Siz sanatçıya şunu yap, bunu yap falan diyemezsiniz. Bu şöyle bir şey aslında, yani siz sanatçıyı aslında şey olarak görüyorsunuz; son derece sorumsuz, sanatçı sorumsuz olmalı, ona bir sorumluluk yüklenmemeli, hata yaptığında sırtı sıvazlanmalı... Niye? Bunun bir tek karşılığı var, sanatçı çocuk o zaman. Orhan Karaağaç: Biz oraya mı geldik diyorsunuz yani abi? Ahmet Şafak: Emin ol şu an geldiğimiz yer şöyle bi şey yani bir sanatçının pohpohlanarak sanatçıya sözde geniş alan vermek ama bunun başka bir okuyuşu olmalıdır yani bunu biz şöyle de okuyabiliriz, sanatçılar aslında düşünceden yoksun, çok saygı duyulası şeyler de değil bunları seveceksin ve alkışlayacaksın bunların bütün besin kaynağı alkıştır. Hatta bazen sanatçılar da mesela yıllardan beri böyle bir geyik yapılır ya; biz alkıştan besleniriz. Ya bunu niye söylüyorsunuz? Biz düşünce adamıyız aynı zamanda, toplumun ilerlemesinde, gelişmesinden, halinden, durumundan yana bir vatandaş, bir insan, bir birey olarak da biz bundan hicab duyarız, üzülürüz, ne bileyim darlanırız ya da sorumluluk hissederiz falan gibi çünkü sanatçı bir bireydir yani bu çok önemli bir şeydir yani. Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Başkanlığı Bırakmış Kuantum Fiziğiyle Uğraşıyor Diyorlar - Şadi Yazıcı | SON33

    Başkanlığı Bırakmış Kuantum Fiziğiyle Uğraşıyor Diyorlar - Şadi Yazıcı | SON33

    Orhan Karaağaç’ın hazırlayıp sunduğu “Son33” farklı konu ve konuklarıyla kaldığı yerden devam ediyor. Son33’ün bu haftaki konuğu 'Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı' oldu. Son33’ün bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Sayın başkanım şöyle aslında sizi takip edenler bileceklerdir Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı karşımda oturuyor ama aslında şöyle bir Şadi Yazıcı var karşımda. Nerden baksam orayla alakalı merak ettiğim çok fazla şey var. Nasıl? Şadi Yazıcı bir belediye başkanı ama YouTube kanalına baktığımız zaman Quantum fiziğini konuşuyor, yapay zekayı konuşuyor, internetsiz bir dünya nasıl olurdu diye soruyor? Aslında kendine sorular soruyor ve onun cevaplarını bulmaya çalışıyor filan... Benim şöyle temel bir sorum var belki biraz da içinde mizah da var ama belediye başkanlığı mı zor, quantum fiziğini çözmek mi? Şadi Yazıcı: Quantum fiziği çok zor. Belediye başkanlığı çok kolay. :) Yani zor ve kolay olan yönleri var ama zaten o videoda da söylediğim gibi quantum fiziğinin zaten kendi doğal yapısı anlaşılmaz olduğu için diyorlar ben quantum fiziğini anladım diyenler zaten hiç anlamayanlardır diyor. Ama belediye başkanlığı objektif bir şey. Yorucudur, edicidir, hizmet aşkının veya hizmet sektörünün zirvesidir. Evinde hanımına kızan gelir sizden öcünü alır yani böyle bir şey de vardır. :) Zorluğu vardır ama anlaşılmaz değildir... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Kadınlar mı Daha Doğru Karar Verir, Erkekler mi? - Uğur Batı | SON33

    Kadınlar mı Daha Doğru Karar Verir, Erkekler mi? - Uğur Batı | SON33

    Orhan Karaağaç’ın hazırlayıp sunduğu “Son33” farklı konu ve konuklarıyla kaldığı yerden devam ediyor. Son33’ün bu haftaki konuğu 'Prof. Dr. Uğur Batı' oldu. Son33’ün bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Orhan Karaağaç: Hocam şimdi çalıştığınız bir alan son dönemlerde. Karar bilimi. Benim şu son zamanlarda üzerinde yoğunlaştığım bir şey var daha doğrusu yoğunlaştığım derken hani kendimde çıkarsamalar yaptığım bir şey var. Ben neyin kararını, niye veriyorum? Bu bir denklem üzerinde çözülebilir mi hocam? İnsan niye bir kararı verir ve neyin sonucunda verir? Uğur Batı: Aslında buna böyle genel bir başlık uydursam, böyle dramatik bir başlık. Ben şey diyorum; akıllı insanlar neden aptalca hatalar yapar? Gerçekten çok ciddi hatalar yapıyoruz ve genellikle kararlarımız dış uyaranlardan gelen faktörlerle, kişiler, olaylar, olgular, tarih, zaman, mekan aklınıza ne geliyorsa onların gölgesinde kalıyor. Şimdi karar bilimi dediğimiz disiplin aslında bizim beyin bilim ya da sinir bilim dediğimiz alanın çıktılarıyla birlikte onun insani bilimlerden belli bir takım alanlarla birleşimi gibi düşünelim. İçerisinde sosyoloji var, psikoloji var, sosyal psikoloji var, iletişim bilimleri var, var da var yani... Bunların kesişim noktası. Bi insan bi kararı niye verir? Verdiği karardan emin olmak, olmamız mümkün müdür?... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Anlatılanları Dinledikçe Bizi Allah Korumuş Dedim - Halis Cahit Kurutlu | SON33

    Anlatılanları Dinledikçe Bizi Allah Korumuş Dedim - Halis Cahit Kurutlu | SON33

    Orhan Karaağaç’ın sunduğu Son33 programına bu hafta Trt1 ‘de Mahrem belgeselinin yapımcısı Halis Cahit Kurutlu konuk oldu. Orhan Karaağaç ilk olarak ismi neden Mahrem diye sordu. Halis Cahit Kurutlu: Aslında örgütte Mahrem diyor. Operasyonlarda mahrem yapılanmaya baskın diye ifadeler geçer zaten. Biz de buradan yola çıkarak karşılayan isim diye Mahrem olsun istedik. Orhan Karaağaç; kaç yıldır bu projeyle uğraşıyorsunuz diye sordu. Halis Cahit Kurutlu; iki yıldır bu işle uğraşıyoruz. Bizi dramalar zorlamadı, bizi zorlayan senaryonun akışını ve örgütün şemasını çıkarmak oldu. Etkin pişmanları ikna edebilmek, şemayı kurabilmek bizi çok zorladı. Orhan Karaağaç; etkin pişmanlardan direk yüzleri görünerek röportaj almak ilk defa olan bir şey değil mi? Halis Cahit Kurutlu; Bu ilk defa olan bir şey. Farklı örgütlerde de etkin pişman çıkarılmış ama yüz ve sesler hep değiştirilmiş. Manipülatif bir örgüt olduğu için hep gizli saklı işler yaptılar. Bundan dolayı yüzlerinin açık olmasını çok istedim. Delikanlıca izleyicinin karşısına çıkalım dedik. Açık ve net her şeyi anlatalım istedik. Ancak etkin pişmanları ikna etmem zor oldu, adamlar da bir yerde haklılar, hayatlarını değiştirmişler ve yeni bir sayfa açmışlar görünmek bilinmek istemiyorlar. Devamı bölümde… Gelin, Beraber Yürüyelim...
  • Dünyanın Sonu Ne Zaman Gelecek? - Muhammed Emin Yıldırım | SON33

    Dünyanın Sonu Ne Zaman Gelecek? - Muhammed Emin Yıldırım | SON33

    Orhan Karaağaç’ın hazırlayıp sunduğu “Son33” farklı konu ve konuklarıyla kaldığı yerden devam ediyor. Son33’ün bu haftaki konuğu Siyer Vakfı Kurucusu 'Muhammed Emin Yıldırım' oldu. Son33’ün bu bölümünde başlıca şunlar konuşuldu; Orhan Karaağaç: Hocam bugün 2 yıldır devam eden bir covid süreci var, işte marmara denizinde bir müsilaj problemi çıktı, baktığımız zaman sel, afetler, deprem... Böyle dünyada sanki bir şeyler yerinden oynadı ve oynamaya da devam ediyor gibi... Ben şöyle bir soru soracağım size, merak ettiğim bir şeyi: Bundan 1.400 yıl evveline gitsek veya işte bir dönem var, Peygamber Efendimiz (s.a.v) teşrif etmiş ve döneme Asr-ı Saadet demişiz... Ben çok matematiksel bir şey soracağım, şimdi bir grafik yapsak Asr-ı Saadet'i zirveye koyarız zaten dönemlerin en güzel Asr-ı Saadet... O günden sonra grafik aşağıya indiğine göre biz bugün şöyle bir şey diyebilir miyiz? Bundan sonra da aslında insanlık için hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Muhammed Emin yıldırım: Bizdeki tarih algısı dairesel. Dairesel deyince buradan başladık, bi daha döneceğiz en iyi yere geldiğimizde iş bitecek. Orhan Karaağaç: Bunu biraz açar mısınız? Ne demek istediniz? Muhammed Emin Yıldırım: Hz. Mehdi gelecek, dünya yeniden en güzel noktaya varacak ve dünyanın sonu gelecek. Orhan Karaağaç: Peki bu dünya en güzel noktasına gelene kadar biraz daha kötüleşecek ama? Muhammed Emin Yıldırım: Kötüleşecek. Şu anda da zaten ahir zaman dediğimiz süreçleri yaşıyoruz ama bu süreçlerden sonra en son işin bir güzelliği oluşacak. Yeryüzündeki zulümler bitecek, adalet hakim olacak yani tam Asr-ı Saadet'teki o kodlar kısa bir süreliğine de olsa yakalanacak ve ondan sonra da dünya tamamen bitmiş olacak. Orhan Karaağaç: Peki biz bugün neyi beklemeliyiz hocam? Bir şey beklemeli miyiz ya da? Muhammed Emin Yıldırım: Beklememeliyiz çünkü biz işimize bakmalıyız. Bilmiyoruz çünkü dünya ne kadar devam edecek, nelerle mükellefiz, neler olacak, neler bitecek... Ama netice itibari ile bize düşen şeyler var, sorumluluklarımız var... Devamı videoda... Gelin, Beraber Yürüyelim...